Adem Öztürk

Son dönemin moda tartışması...

ÖSYM öğretmen adaylarının sıralamasını paylaştı. Herkes "vurun abalıya" hesabı sonuçları sorgulamaya başladı.

Öğretmen olmak bir ideal mi? Öğrenci ideali peşinden mi giderek öğretmen oluyor yoksa bir realite peşinden mi gidiyor? Meslek seçiminde öğretmenlik bir ideal mi yoksa meslek olarak mı değerlendiriliyor? YGS/LYS sarmalında aile ve öğrenci öğretmenliği hayallerin süslendiği, toplumsal doyumun gerçekleştirdiği bir meslek sevdası olduğu için mi tercih ediyor, yoksa meslek edinme zorunluluğu ve gelecek kaygısının etken olduğu bir seçim mi bu? Başlangıç sonucu getirir... Öyleyse başlangıçta sorulacak soruya alınacak cevap zaten problemin de cevabıdır.

Niçin Öğretmenlik Okuyoruz?

Öğretmen yetiştiren kurumların LYS puan sıralama ve tercih yüzdeliği incelendiğinde oldukça ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor. Kamudaki istihdam oranı özel sektör istihdam oranı nedeniyle öğrencilerin öğretmen okullarını tercih oranı, YÖK verileri incelendiğinde Tıp ve Hukuk alanlarından sonra gelmek üzere en çok tercih edilen alanlar. ÖSYM sınav sistemiyle sahaya atanan öğretmen adayları katıldıkları TEOG/YGS/LYS vb. sınav sitemlerinde en zeki ve en önde seçilen öğrenciler. Aynı adayları kendi mesleki sınavlarında ortaya çıkan sonuçlara bağlı olarak başarısız değerlendirmek insafsızlık olur.

Bu bağlamda mezun öğretmen adayı istihdam oranı ve öğretmen okullarının tercih oranı inceleme konusu olmalıdır. Eğitimle veya öğretmenlikle uzaktan yakından alakası olmayan, çakma eğitim yazarlarının ya da her eline kalem alanın ÖSYM verilerini baz alarak öğretmen adaylarına vurması tabiri caizse etik değildir. Başarısız olan sistem mi adaylar mı sorgulanmalıdır. ÖSYM tarafından yapılan alan sınavı incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bir kere, bütün öğretmen adayları tüm meslek gruplarının girdiği KPSS sınavında baraj puanını geçerek alan sınavına giriyorlar. Alan sınavında ise tüm öğretmenlere aynı alan sorusu soruluyor. Yani matematik mezunu öğretmen adayına  matematik, edebiyat bölümü mezun adaya edebiyat sorulmuyor. Adayların hepsine eğitim bilimleri alanında aynı sorular uygulanıyor. Sorular sözel mantıkla soruluyor. Sayısal zekaya sahip adaylarla sözel zekaya sahip adayların aynı başarıyı göstermesi elbette mümkün değil. Sınavın bu anlamda adil olmadığı gerçeği görülmeli. ÖSYM elde ettiği veriler sonunda bir sıralama yaparak sonuç açıklıyor. Bu sonuçlar adayların başarısız ya da başarılı öğretmen olduklarını ölçen bir sınav kesinlikle olamaz.

Öğretmen kimdir? Öğretmen başarısı verilerle değerlendirilebilir mi?

Hayatında hiç soba yakmayan bir insanın -30 derce soğukta 2,5 metre kar altında hiç bilmediği bir coğrafyada çocuklara umut olmaktır öğretmen…

Kız çocukları okula yazılsın diye öğrencinin ailesine yalvaran, öğrencinin ailesinin binbir tehditine aldırmadan töre ve geleneğe rağmen sanki kendi kızını okula yazdırmışçasına sevinerek kızları eğitime, okula kazandırandır öğretmen…

İnsan hayatına dokunandır öğretmen... Başarısız fakat gözünde umut ışığı gördüğü öğrenciye "yavrum sen büyüyünce çok büyük adam olacaksın" diyen en büyük motivasyoncudur ve o "adam olacaksın" dediği öğrencinin yirmibeş yıl sonra yanına vekil olarak, bilim adamı olarak doktor, iş adamı olarak geldiğinde dünyanın en mutlu insanı olan kişidir öğretmen…

Günümüzde öğretmen bilgi yükleyen değil, bilgiye ulaşma yolunu öğretendir. Öğretmenin kalitesi çok bilmesi, çok bilgi sahibi olmasıyla ölçülmemelidir. Öğretmen bilgiye daha hızlı ve doğru ulaşabilen, bilgiyi doğru kullanabilen öğrenci yetiştirebilmelidir.

Öğretmenin başarısını arttırmanın yolları araştırılmalıdır kuşkusuz... Ekonomik motivasyon, çalışma ortamını iyileştirilmesi, kurumsal motivasyon önemli araçlardır bu anlamda.

Ülkemizin öğretmen yetiştirme politikası eleştirilirken, özellikle meslekler ve kurumlara haketmediği ithamlarda bulunmak eleştiri etiğine uymamaktadır. Unutulmamalıdır ki bu millet, hiç bilgiye sahip olmayan ama sadece empati ve inancı olan eğitmenlerle bu yola çıkmış günümüz modern eğitim kurumlarında sahip olmuştur. Değerlerimizin kıymetini bilmek ve yıpratmamak gerekir.

Kamuyouna saygıyla...

ADEM ÖZTÜRK

Ankara, Mamak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Şube Müdürü

Twitter.com / @admoztrk712