Gizem Yıldız

Öğrenciyken, televizyonda daha yararlı programlar olmasını çok istemiştim ama bunun Pandemi yüzünden olacağını hiç düşünmemiştim. Pandemi ile birlikte hayatımız değişti. Eğitim aksadı, çevrim içine döndü, internet altyapısı olmayan yerlerde öğrenciler zor şartlarda bu eğitimden yararlandı, yararlanıyorlar. Gönül ister ki eğitim eşitsizliği son bulsun ve her öğrenci mevcut fırsatlardan yararlansın. Ama Millî Eğitim Bakanlığı elinden geleni yapıyor şüphesiz ve bu bölgelere EBA’yı götürüyor.

Bu yazımda EBA’da öğrenci olmayı ele almak istiyorum. Bizim kuşağımız internetle lisedeyken tanıştı. Ondan öncesinde ansiklopedilerden araştırmalar yapıyordum. Şimdi bir lise öğrencisi, bir ortaokul öğrencisi hatta ilkokul öğrencisi nasıl yazı yazılacağını, çözemediği matematik problemini nasıl çözebileceğini ya da dünyada şu an şu saniye neler olduğunu internetten kolaylıkla görebiliyor. Hazırlık sınıfındayken eğitimin yetersiz olduğunu söyleyenler olmuştu. Aslında yetersiz değildi öğretmenler her şeyi anlatmışlardı sadece öğrenciler daha çok çalışmamışlar, kendileri İngilizce konuşmamışlardı ve yeterince araştırma yapmamışlardı. O yüzden şimdiki eğitimin yetersiz olduğu söylendiğinde aklıma hep bu geliyor. Öğretmenler ellerinden geleni yapıyorlar. 

Gözlemlemeyi seven bir öğrenciydim. Bir öğrenciyi istediğiniz okula gönderebilirsiniz, o okul istediği kadar tanınmış olsun ama eğer öğrencinin içinde tembellik duygusu varsa , çalışmıyorsa ne olursa olsun tabii ki başarısız olur. Bunu üniversitede çok net anlamıştım. O yüzden bu dönemde de çalışkan ve tembel öğrenci açıkça ayırt edilecek.  

EBA ile tanıştığımızda açıkçası çok heyecanlıydım. Hayatımıza geç ve olumsuz bir zamanda girmişti. Acaba nasıl olacaktı ? Online kütüphane gibi, harikaydı. EBA ile öğrencilerin sorumlulukları daha da arttı. Bu aslında güzel bir şey. Öncelikle tüm bölümler ve dersler var. Bu, öğrencilere kendi bölümlerindekilere göre çok daha farklı bakış açıları kazanmalarını sağlayabilir. İngilizce eğitim gören bir öğrenci Almanca ya da Fransızca dersi alabilir. 9. Sınıfta olan bir lise öğrencisinin sonraki sınıfa geçerken seçeceği meslek bölümünü araştırmasında kolaylık sağlayabilir. Unuttuklarını testlerle hatırlatabilir. Böyle bir çevrimiçi eğitime hep ihtiyacımız vardı. EBA ilk çıktığında, sosyal medyada  EBA Velisi diye bir söz dolaştı. Ben bu grupta EBA ablasıydım. Bir lise öğrencisi, Eba’da ders yaparken, öğretmenini dinlerken ben de birazcık dinledim. Acaba dersi dinliyor mu? Sorulara cevap veriyor mu? Derste arkadaşlarıyla mesajlaşıyor mu? Ders notları alıyor mu? diye düşünürken bir zaman sonra bu öğrencinin eskisinden daha çok sorumluluk aldığını ve derslere katıldığını gördüm. Sınıfta çekinerek soru cevaplayan öğrencinin EBA ile daha kolay soru cevaplayabildiğini gördüm. Ders bittikten sonra hevesle ders konularını anlattığını gördüm. Bunları gözlemlediğimde aslında uzakta olmanın o kadar da kötü olmadığını anladım. Belki de ihtiyacımız vardı , bilemeyiz. Açıkçası EBA’nın her zaman olmasını çok istiyorum. Yenilik her zaman kötü algılanmamalı , adapte olmasını bilmek lazım. Belki zaman alacak ama olacak umarım her öğrenci bu eğitimden yararlanacak. 

Hepimiz okullarımızı, sınıflarımızı, öğrencilerimizi, öğretmenlerimizi, arkadaşlarımızı çok özledik. 

Umarım bir an önce kavuşuruz.

Sevgiler…

Gizem YILDIZ