Prof. Dr. Mustafa Yavuz

 

Tabloda PISA sonuçlarına göre yıllar içinde OECD puan ortalaması ile Türkiye puan ortalaması arasında değişim görülüyor. Bir bakışta bile anlaşılıyor ki PISA 2015 sonuçlarımız 2012`deki kısmi çıkışımızdan uzaklaşıp, 2003 yılının bile gerisine düşmüş durumda... Sonuçları nasıl yorumlarsak yorumlayalım beklentimizin oldukça altında kaldığımız açıkça ortada. Şimdi bu durumla yüzleşip, vakit geçmeden gerekli tedbirleri almamız şart. Açıklanan PISA sonuçları hem MEB’e hem de sanayi odalarından esnaf odalarına, ailelere, eğitim fakültelerine kadar toplumun geniş kesimlerine süreçteki rollerini hatırlatır durumda. Öğretmenlerimiz büyük oranda eğitim fakültesinden mezun olduklarına göre PISA sonuçlarını değerlendirmesi gereken kurumların başında bu fakültelerin gelmesi de kaçınılmaz. Bugün biliyoruz ki Dünya’da öğretmen yetiştirmenin yapısı hızla değişiyor. Eğitim siteminin en önemli parçası olan öğretmeni konuşmadan hiçbir şey konuşmuş sayılmayız...

Öğretmen yeterlikleri üzerinde önemle durulması gereken konulardan biri olduğu açık. Ancak ele alınması gereken bir diğer önemli konu öğretmen yetiştirme ve eğitimi... Avrupa Toplulukları Komisyonu (2008) tarafından, okul içinde öğrenci performansını etkileyen en önemli faktörün öğretmen kalitesi olduğu belirtilmiştir.

KÜRESEL SINAVLARDA BAŞARILI ÜLKELERDE ÖĞRETMEN EĞİTİMİ

Finlandiya’nın son yıllarda ortaya çıkan eğitim başarısı da üstün, seçkin öğretmenlere bağlanmaktadır. Öte yandan Finlandiya’nın başarılı uygulamaları arasında; şu ögelerin yer aldığı görülmüştür: İçerik, eğitimi bilimi (pedagoji) ve eğitimsel teori ile birlikte araştırma yapmaya hazırlayan araştırma temelli öğretmen eğitimi programlarının düzenli gelişmesi;

Öğretmen eğitimi ve meslekî gelişimi için kayda değer finansal destek;

Uygun ve adaletli maaşlar; Destekleyici çalışma koşulları; Öğretmenliğin saygı duyulan bir meslek olması; öğretmenlerin öğretim programını düzenleme ve öğrenci değerlendirme gibi konularda önemli derecede yetki ve bağımsızlığa sahip olmaları (Sahlberg, 2010).

PISA da başarılı ülkelerden biri olan Avustralya’da öğretmenlik mesleği standartları; meslekî bilgi, meslekî uygulama ve meslekî bağlılık olmak üzere üç temel gruba ayrılmaktadır ve toplam yedi standart mevcuttur. Bu standartlar birbirine bağlı ve örtüşen özelliktedir. Meslekî bilgi alanında iki standart yer almaktadır. Bunlar öğrencileri tanıma ve onların nasıl öğrendiklerini bilme, içeriği ve nasıl öğretileceğini bilme şeklinde ifade edilmiştir. Meslekî uygulama alanında üç standart bulunmaktadır. Bu standartlar etkili öğretme ve öğrenmeyi planlama ve uygulama; destekleyici ve güvenli öğrenme çevreleri oluşturma ve sürdürme; öğrenci öğrenmesini değerlendirme, geri dönüt sağlama ve rapor etmedir. Meslekî bağlılık alanındaysa iki standart mevcuttur ve meslekî öğrenmede bağlanma; meslektaşlar, ebeveynler/bakıcılar ve toplumla profesyonel olarak meşgul olma şeklinde dile getirilmiştir (The Australian Institute for Teaching and School Leadership Limited, 2011).

Son yıllarda kısmi çıkış yapan ABD’nin eyaletlerinden biri olan New Jersey’de öğretmenlik mesleği standartları 2014 yılında yenilenmiştir. Bu standartlarda öncelikle öğrenme ve öğretme sürecinin dinamik olduğu vurgulanmakta ve 21. yüzyıl becerileri önemsenmektedir. Öğretmenlerin öğrencilerde merak, yaratıcılık, inovasyon, küresel okuryazarlık, problem çözme ve iletişim becerileri geliştirmeleri gerekmektedir. Standartlar, dört başlık altında organize edilmiştir. Toplam 11 standart şu şekilde belirtilmiştir (New Jersey Department of Education, 2014):

  1. Öğrenci ve öğrenme (1. Öğrenci Geliştirme, 2. Öğrenme Farklılıkları, 3. Öğrenme Çevreleri);
  2. İçerik (1. İçerik/Alan Bilgisi, 2. İçerik Uygulaması);
  3. Öğretimsel Uygulamalar (1. Değerlendirme, 2. Öğretim Planlama, 3. Öğretim Stratejileri); D. Meslekî Sorumluluk (1. Meslekî Bilgi, 2. Liderlik ve İşbirliği, 3. Etik Uygulamalar).

ABD’nin bir başka eyaleti olan Virginia’da ise öğretmenlik mesleği standartları, öğretmenlerin ne bilmesi ve ne yapması gerektiğini tanımlamaktadır. Standartlar aynı zamanda etkili bir öğretim için kavramsal bir model oluşturmaktadır. Altı adet standart başlığı bulunmaktadır ve bu başlıkların altında temel unsurlar (Key Element 1, 2, 3…) adı altında çeşitli açıklamalar yer almaktadır. Standartların başlıkları ise şu şekildedir: Meslekî Bilgi, Öğretimi Planlama, Öğretim Verimliliği, Öğrenci Öğrenmesi ve Değerlendirme, Profesyonellik, Öğrenme Çevresi. Örneğin, öğrenme çevresi standardının altında “öğretmenler güvenli ve pozitif bir öğrenme çevresi oluştururlar” şeklinde bir temel unsur yer almaktadır ve buna benzer temel unsurlara yer verilmektedir (Virginia Department of Education, 2011).

Dünya’daki bu gelişmeler ve uluslararası sınav sonuçları dikkate alındığından ülkemizde de öğretmen yetiştirme konusun kapsamlı bir şeklide yeniden ele alınması kaçınılmaz olarak karşımızda durmaktadır. 

ÜLKEMİZDE ÖĞRETMEN YETİŞTİRME İLE İLGİLİ ÖNERİLER

Uluslararası rapor ve araştırmalardan hizmet öncesi ve hizmet sürecinde etkili bir öğretmen eğitimi için eğitim fakülteleri ile okullar arasında ilişki, uyum, bağ-güçlü ortaklık ve sorumlulukların olması gereği tespit edilmiştir. Öte yandan raporlarda yüksek lisans düzeyinde ve araştırma temelli öğretmen eğitiminin ön plana çıktığı görülmüştür. Özellikle lisans düzeyi öğretmen eğitiminde araştırmanın ve araştırma projelerinin önemli olduğu görülmektedir. ETUCE tarafından yayımlanan raporda ise tüm öğretmenlerin yüksek lisans düzeyinde eğitilmesi gerektiği de vurgulanmakta ve savunulmaktadır.

Öğretmen yetiştirme ile ilgili uluslararası raporlardan öne çıkan bulgulardan birisi de öğretmen eğitiminde teori ve uygulama arasındaki uyumun sağlanması gerektiğidir. Bunun gerekçesi ise “öğretmenlerin öğretmenlik kariyerlerinin başlangıcında yaşayacakları gerçeklik şokunu önleme” vb. durumlardır. Öğretmen eğitiminde önemsenen bir diğer konu ise, geleceğin öğretmenlerine teknik ve pedagojik olarak “Bilişim ve İletişim Teknolojileri (ICT)” konusunda uzmanlaşma imkânının verilmesi gerektiğidir. Ayrıca meslekî gelişimin ayrılmaz bir parçası olarak AB ülkeleri arasında “öğretmen hareketliliği” önemlidir. Raporlara göre öğretmen eğitimcileri, öğretmen eğitiminde kilit nokta olarak görülmektedir. Öğretmen eğitiminde yüksek kalitede eğitim ve öğretimin sağlanabilmesi için öğretmen eğitimcilerinin yetenek, nitelik ve uzmanlıkları önemlidir. Raporlarda üzerinde durulan konulardan bir diğeriyse, öğretmenlerin meslekî gelişim süreçleridir. Araştırmada; raporların öğretmen nitelikleri, yeterlikleri veya standartlarına da geniş yer verdikleri tespit edilmiştir. Çağın gerektirdiği bazı nitelikler, öğretmenlerin geleneksel olarak bilinen görev ve niteliklerini de değişime uğratmaktadır. Bu nedenle raporlarda 21. yüzyıl becerilerinden olan problem çözme ve takım çalışması gibi yeterlikler ön plana çıkmaktadır.

Özetle araştırma ve raporlardan hareketle aşağıdaki öneriler sunulabilir:

  1. Öğretmen eğitimi lisans düzeyinde araştırma odaklı olmalı daha sonrasında ise yüksek lisans eğitimi ile tamamlanmalıdır.
  2. Uygulama ve teori arasında denge oluşturmak için okullardan daha çok yararlanılarak, öğretmen adayı öğrencilerin uygulama olanakları artırılmalıdır.
  3. Öğretmenlik mesleğine başladıktan sonra, meslekî gelişim, eğitim fakülteleri ile işbirliği içerisinde devam etmelidir.
  4. Öğretmen adayı öğrencilerin öğrenci değişim programları kapsamında yurt dışı deneyimleri artırılmalıdır.
  5. Öğretmen adayları ve öğretmenlerin bilişim ve iletişim teknolojileri yeterlikleri artırılarak öğrenme ortamlarında öğretim teknolojilerinden daha fazla yararlanabilmelerinin önü açılmalıdır.
  6. Öğretmen adaylarının eğitiminde ve öğretmen meslekî gelişim eğitimlerinde meslekî beceriler kazandırmanın yanı sıra, meslekî değerler ve bağlılık kazandırılmaya yönelik eğitimler de verilmelidir.
  7. Öğretmen adayı ve öğretmen eğitimlerinin günün ve geleceğin ihtiyaçlarına yönelik araştırma temelli olarak belirlenerek kesintisiz sürdürülmesi sağlanmalıdır.

Kısaca eğitim fakülteleri öğretmen yetiştirme sürecindeki geleneksel rollerini yeniden sorgulayarak bir taraftan mevcut öğretmenlerin lisansüstü eğitimlerine odaklanırken, diğer tarafından MEB’le işbirliği yaparak özel okullarla birlikte sayısı bir milyonun üzerine çıkan öğretmenlerimiz için bir mesleki gelişim merkezi gibi hareket edebilmelidir. 

(Not: Yazı büyük oranda Yavuz, M., Özkaral, T., & Yıldız, D. (2015). The teacher competencies and teacher education in international reports. SDU International Journal of Educational Studies, 2(2), 60-71. isimli makalemize dayalı olarak hazırlanmıştır.)

Doç. Dr. Mustafa Yavuz

twitter.com / @mmustafayavuz 

 

KAYNAKLAR

Commission of the European Communities (2008). Improving competences for the 21st Century: An agenda for European Cooperation on schools. Brussels. (http://ec.europa.eu) (Erişim Tarihi: 06.06.2015).

ETUCE/ European Trade Union Committee for education (2008). Teacher Education in Europe/ An ETUCE Policy Paper. (http://ec.europa.eu) (Erişim Tarihi: 05.06.2015).

European Commission (2013). Key Data on teachers and school leaders in Europe. Eurydice Report. (http://ec.europa.eu) (Erişim Tarihi: 06.06.2015).

European Commision / Directorate - General for Education and Culture (2010). The profession of teacher educator in Europe. Iceland. (http://ec.europa.eu) (Erişim Tarihi: 11.07.2015).

Sahlberg, P. (2010). The secret to Finland’s success: educating teachers. stanford center for opportunity policy in education/research brief. (https://edpolicy.stanford.edu) (Erişim Tarihi: 11.08.2015).

Virginia Department of Education (2011). Virginia standards for the professional practice of teachers.(http://doe.virginia.gov) (Erişim Tarihi: 08.07.2015).

 


AddThis Sharing Buttons
Share to Google BookmarkShare to LinkedInShare to GmailShare to RedditShare to Blogger