Ayhan Korkmaz

"Dünyanın en iyi sistemini hayal eder planlarsınız ancak, hayallerinizi gerçekleştirecek yegane unsur insandır." Walt Disney

2023 Vizyon belgesi açıklandığından beri okullar temelinde en çok tartışılan konulardan biri de okul yöneticiliğinin nasıl tanımlanacağıyla ilgili oldu. Eğitimin dümenini idare etme sorumluluğunun yanında bir o kadar da zor şekillenip sonuca varılabilecek bir çalışma alanı eğitim yönetimi. Sonuçları itibariyle ülkenin her köşesindeki paydaşları ve çalışma ekiplerini etkiliyor zira. Özellikle Bakanımız Ziya Selçuk’un hedeflerini gerçekleştirmek için en geniş tabana ulaşması ve zihnini sahaya yansıtması yine okul müdürleri üzerinden olacak şüphesiz. Tabii ki bu sürece kişisel gelecek planlamasından çok, sektörün geleceğini inşaa etme vizyonu üzerinden yaklaşmalıyız. Bu nedenle açıkça ortadadır ki sistemin birinci önceliği, okul yöneticiliğini okul liderleri olarak yapılandırabilmektir.

Okul liderliğinin anlamını yapılandırmak, çoğunluğun el sıkıştığı, evrensel bir tanıma taşımak bu noktada çok önemli fikrimce. Hatta asıl sıkıntımız burada belki de... Devamında, bu tanım çerçevesinden ilerleyip ölçme, değerlendirmeyi ve izlemeyi kimin ve nasıl yapacağını da mutlak suretle, en ince ayrıntısına kadar konuşmalıyız.

Bir okul için bu gün tartışılması gereken ilk başlık okul müdürleri de değil aslında. Müdürü doğru yönetmelikle yanlış değerlendiren ve bu gün tartışılır hale getiren durum, yıllara dayanan yönetimsel anlayışımızla yakından ilgili. Unutmayalım ki özellikle büyük şehirlerde okul yöneticiliği, sadece veliye karşı temsil makamı değil aynı zamanda ülke için bir temsil makamıdır. Her okulun yılda en az bir Avrupa Birliği projesi yaptığı, eğitimin evrenselleşereksınırları aştığı bir dönemdeyiz. Seçici makamların bunun bilincinde olması çok önemli. Lider yöneticilere yabancı dil yeterlilikleri, iletişim becerileri ve hatta giyim kuşam seçimleri dahil bazı konularda normlar belirlemek zorundayız. Yoksa sistemin tartışmasını sadece, “var olan müdürler” ile “yok olan müdürler” temeline indirirsek geleceği bir kez daha kaçırıyor olacağız korkarım...

Bu günkü yöneticiler dahil tüm kadroları lider adayları olarak ilan eder ve izleme kriterlerini buna göre koyarsanız iki yıllık bölgesel, mahallesel etkenlerin olumlu ve olumsuz etkilerinden arındırılmış liderlik performanslarını görürsünüz. Başlangıç ve bitiş tarihini ilan edersiniz. Sonrasında adına ne derseniz kabulümüz, tanım ve atamasını da yaparsınız. Doğru sonuçlara ulaşabilmek için okul liderliğinde kıstasların bölgesel şartlar, nüfus yoğunluğu, turizm ve kültür alanları özelinde bile mutlaka farklı değerlendirilmesi gerekir. Bir çok üst yönetim alanlarında olduğu gibi büyük şehirlerde okul liderliği için ayrı bir yönetmelik olmalıdır. Anadolunun üç bin nüfuslu küçük bir ilçesinde iki yıllık öğretmeni yönetici yapabilirsiniz ama sadece okul öğrenci sayısı, ortalama bir ilçeden büyük olan bir ilde görevlendirmemelisiniz.

Ez cümle demem odur ki okul liderlerini saha ölçümleri, paydaşlarının cümleleri, öğrencinin mutluluğu, anne babanın teşekkürleri, öğretmenin huzur ve üretkenliğiyle top yekun ölçmek ülkenin geleceğidir. Burada bana göre acı gerçek şudur ki okullardaki güçlü lider yöneticileri kendisi için tehlike görmeyen yetenekli, donanımlı, kendine güveni olan üst yönetimler maalsef olması gerekenden çok daha az sayıda. Ancak emin olalım ki mevcut bütünü değerlendirmeden parçayı değerlendiremeyiz.

Milli Eğitim Bakanlığı girdisi ve çıktısı insan olan tek bakanlık. Kısaca aynı insan vücudu gibi tüm teşkilat yapısı ve paydaşlarıyla bir bütün. Bakanlık bünyesindeki üst yöneticiler dahil okul müdür ve müdür yardımcılarına kadar tüm karar vericilerin evrak değil insan yönetmek üzere liderliği öğrenmesi, hepsinin yöneticilikten “doğal takım lideri”ne dönmesi 2023 vizyonunun kendiliğinden başarısı demektir. Bu hedef hepimizin ülkesine karşı olan borcudur aynı zamanda.

Ayhan Korkmaz

Vatan Okulları Genel Müdür Yardımcısı

Twitter: @_ayhankorkmaz_