Ayhan Korkmaz

2017-2018 yılında ilk defa uygulanan ve artık kalıcı halde bir "Süreç yönetimi" olarak devam edecek gibi görünen liseye geçiş sınavları (LGS) ile ilgili geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı kapsamlı bir analiz raporu yayınladı. Bu geçişe neden bir süreç yönetimi diyoruz peki? Kabul edelim ki uluslararası geçerliliği olan ve tüm dünyada onay gören eğitim ölçme ve sıralama sistemi PISA sistemidir. Ülkemizin uluslararası arenada eğitim grafiği yukarı doğru yönlenecek ve ileride hakkında konuşulacaksa değerlendirmeler bu sınav sistemi üzerinden ilerleyecek kuşkusuz. Geçen sene yapılan gerek üniversiteye geçiş, gerekse liseye geçiş sınavları işte bu fikir üzerinden gidilerek ortak bir temayla ve ortak bir hedef doğrultusunda hazırlandı. Dikkat edilirse soru yapıları PISA ile birbirine hayli benzerdi. Bu bize göre bir “hedef ve amaç birlikteliğidir.” ve artık belli ki bu yöntem değişmeyecek.

Sınav sistemimizin temel sorunu olan, verilen eğitimle istenen sonuç arasındaki farklılığın 2018 yılı LGS ile beraber ilk defa uyumlu hale geldiğini görüyoruz. Bu sistem amaç ve felsefese açısından PISA sistemine de uygun halde.

Dolayısıyla belli ki liselere geçiş sınavları önümüzdeki yıllarda da artık sözel ve sayısal alanların iç içe geçtiği, görsel zekanın öne çıktığı, odaklanarak sonuca varılan sorulardan oluşacak. İşte “hibrit sınav” dediğimiz kavram da budur zaten.

Ayrıca çalışmada hızlı hareket etmemiz gerektiğini de önemle vurgulamamız gerekeli. OECD bünyesindeki PISA, kendi değerlendirme sistemini bir adım öteye taşıyor ve dünyanın ortak geleceği üzerinden değerlendirme yapmak üzere sistemini güncelleme çalışmaları yapıyor. Nitekim bu amaçla Harvard Graduate School of Education (Harvard Eğitim Bilimleri Enstitüsü) bünyesindeki Project Zero ile çalışmaya başladı bile. Amaç küresel kaynaşma ve küresel yeterlilikleri eğitim üzerinden izlemek ve geliştirmek şüphesiz.

Yeni dönemde öğretmenlerimize ve anne-babalara düşen görev, çocuklarımızın bu hedef doğrultusunda yetiştirilmesine destek vermek. Öğrencilerimizin sonuç çıkarma ve parçaları birleştirme yetenekleri, böylesi sınavlar üzerinden bakıldığında düşük düzeyde ve gençlerimizin pek de alışık olmadıkları bir sınav durumu bu. Bunu aşabilmek için her eve, her dönem için bir puzzle ilk tavsiyem. Odaklanarak bütünleştirme, parçaları birleştirme ve zihni dikkatle temiz tutma açısından çok faydalı. Yine aynı amaç doğrultusunda görsel hafızayı güçlendirmek ve soruların zihinde fotoğraflanmasını hızlandırmak adına, çocuklarımızın yaşlarına uygun çizgi roman okumalarını da tavsiye edebilirim. Göreceksiniz ki başarıları ve hızları artacak. Öğretmenlerimizle bu konuda çocukları yönlendip ve gerekçeleri anlatarak daha hızlı yol alabiliriz.

Unutmayalım ki bu sınavın geçen yıl hariç, soru tipleri bakımından geçmişi yok. Ancak bundan sonra bu soru tipleri ülkenin geleceğini ve adeta uluslarası konumunu belirleyecek. Yine her anne-babalar bu sorulara en benzer soru sistemine sahip olan ve yıllardır uygulanan ALES sorularının farklı yıllarından alıntılarını evinde bulundurmalı ve çocuklarına inceletmeli. Türkçe öğretmenleri bakanlığın yayınladığı örnek sorularla beraber ALES sorularından paragraflar okumalı, sayısal öğretmenleri şekiller inceletmeli. Şüphesiz “Öğrenciler ALES soruları çözmeli" saf dilliliğinde değilim. Sadece inceleyip model hakkında daha hızlı bilgi sahibi olmak adına bunu öneriyorum.

Bir insan kendi gerçeklerini iyi okumadan hayallerini yazamaz. Kendi gerçeklerimize kör ve sağır olursak hayallerimiz sadece hayal olarak kalır. Gerçeklerimizi biliyoruz. Hayalerimize ulaşmak için dönüşüme inanmak ve hızlı hareket etmek zorundayız. Bu soru sisteminden dönüş yok… Haydi işe puzzle, çizgi roman ve ALES kitaplarıyla başlayalım.

 

Ayhan Korkmaz

Vatan Okulları Genel Müdür Yardımcısı

Twitter: @_ayhankorkmaz_