Alper Demir

Hangi virajı, ne 9’u diyorsunuz değil mi?

Kalan yaşamınızın ya da şöyle söylemeliyim sanırım, ortalama 30 yaşınıza geldiğinizde yaşayacağınız hayatın kalitesini belirlemek adına, çok ama çok önemsediğim Lise eğitiminiz.

Son virajdır ‘’Lise’’…

Bu virajı nasıl döndüğünüzdür, ilerideki yaşamınızın koşullarını belirleyen. Kabul etseniz de etmesiniz de bu böyledir bence.

Üniversite ortamınız, oradaki arkadaşlıklarınız, geleceği şekillendirmeleriniz, kuracağınız yuvanın kalitesi, oturacağınız evin, kullanacağınız arabanın kalitesi ama en önemlisi de hayallerinizin ne kadar sağlıklı bir ortamda kurulacağının belirlenmesine giden yolun, son virajı…

Neden mi 9’la dön? 

Yıllardır sınava öğrenci hazırlayan bir eğitimci olarak gördüm ki, 9.sınıf, 8.sınıf sonrası yoğun bir çalışmanın ardından girilen Lise Giriş Sınavı sonrası dönemdir. Ve çok emekler verdiniz. En güzel anlarınızdan çaldınız bu sınav için. Tabi bu kadar emeği koyduktan sonra özellikle biz Türk insanı kendini ödüllendirmeyi çok severiz. 

Ödülümüzü de öğrenciler olarak kendimiz koyarız ‘’9. Sınıf Tatil Köyü’’. 

Çok yorulmuştunuz. Artık dinlenmeliydiniz. Daha 4 yıl vardı üniversite sınavınıza. Yazılıdan yazılıya çalışmanız yeterliydi. Deneme sınavlarının hiçbir önemi yoktu sizin için. Nasıl olsa 11 de başlayacaktınız. Ve son 2 yılda 11. Ve 12. Sınıfta nasıl olsa hallederdiniz. 11. sınıfa başladığınızda 4 yılın yükünü son iki yıla sığdıracaktınız. 

Ve o yükün altında ezilmezdiniz siz. Yıllarca zeki dendi size ve çaba,emek değerini kaybetti benliğinizde. Ya da özel dersler yeterli olur (imkanlarınız doğrultusunda) eksiklerimi kapatmam adına derdiniz. Ailelerinize örnek verirdiniz arkadaşınızın aldığı dersleri. Eksiklerinizi ondan dolayı kapatamıyor ve geri kalıyordunuz değil mi?

Yaşamda her insanın zirvesi farklıdıra çok inanan bir insanım. Ama LGS'den çıkan öğrenciler olarak bazılarınız bu zirve dağının eteklerine tatil köyleri kurdunuz 9. sınıflarda. Ben de yazma kararı aldım, ne kadarınıza ulaşabilirim bilmiyorum. Ama paylaşmak istiyorum içimdekileri.

Hep şöyle derim ‘’İçimde kalmasın, gitsin bir cana dokunsun, deneyimlerim’’.

Sevgili öğrenciler, elbette 8. sınıfta ortaya koyduğunuz emek kadar bir emeği koymanız beklenmiyor sizlerden. Ancak sınav sonucunuz ne olursa olsun 9. sınıf tatil köyü değildir.

Yıllar geçtikçe 4 yılın yükünü 3 yıla, oradan 2 yıla, hatta son yıla sığdırmaya çalışanlarınız da oldu yaşamımda. Tanıştığım birçok öğrenci 11. sınıfa ve hatta onun da 2.dönemine bıraktı, ilerideki yaşam kalitesini.  Ama hep geç kaldılar. Geç kaldıklarını anlamaya başladıklarında hedef küçültmeye, hayallerinden vazgeçmeye başladılar. 

Düştükçe de, ileride başkalarının sunduğunu yaşamak zorunda kaldılar. O meslek olmazsa, şu da olsa olur demelere.

Erteledikçe de öğrendikleri her bilgiyi yıllar sonra dahi hatırlayacakları gafletine düştüler. (Beynimiz öğrendiği bir bilginin sadece 24 saat sonra bile maalesef ki %5 ini hatırlar vaziyette iken) 

Aklıma gelmişken de 9. sınıfın başından itibaren, tabi unutmamanızı dileyerek; Bilginin akılda kalıcılığı periyodik yani ritmi bozmadan tekrarlara bağlıdır. Burada sadece günlük tekrarlardan bahsetmiyorum. Günlük günün, haftalık olarak bir haftanın, hatta aylık olarak bir ayın tekrarının yapılması mesela. Öyle eve gelirim çantamı atarım kenara, akşam gözümün ucuyla bir bakar hepsini hatırlarım demek değildir tekrar. Sözel derslerin sesli özetleriyle, sayısal derslerin konu anlatımlarının özenle kavranmasıyla (hani çok soru çözmeliyim diyenler var ya, konuyu soru çözerek öğrenmeye çalışanlara seslenerek) çözülmüş olan her sorunun özenle tekrar çözümlemeleriyle ve fazladan örneklerle pekiştirilmesi ile gerçekleştirilen tekrarlardır kıymetli olan tabi bence. Ayrıca Fizik öğretmeni olarak çalıştığım yıllardan bende kalan bir şeyi de paylaşmak isterim. Bir formül öğrendiğiniz de sadece simgelerin ne anlama geldiğini değil, ya da kodlamalarla nasıl akılda tutarımı değil, o formülün yaşam hikayesini araştırmaktır önemli olan. Neden var? Ve yaşamımızın neresine dokunuyor? Hayatımızın neresinde yi merak ediniz. Neyse asıl meselemize dönelim. Yazarsam beni durduramazsınız.

9. sınıf düzeyinde her dersi ve her konuyu sayısal ya da sözel olarak ayırmadan öğrenmeye gayret göstermenin önemini hatırlatmak isterim. Neden biliyor musunuz? 

12. sınıfa geldiğinizde tüm konuları aynı süre ile tekrar etme, çalışma ve aynı rahatlıkla dinleme ve öğrenme fırsatını hiç bulamayacaksınız. Her şey zamanında güzel. Son sınıfta denemeler, yazılı sınavları, velilerimizin sevgilerini kaygılarıyla ifadeleri, daralan zamanın üzerinizdeki baskısı derken, 4 yılın tüm konularını kavramanız oldukça zor olacaktır. Düşünelim birlikte.12. sınıfa çalışmalarını bırakmış bir öğrenci mi, yoksa 9.sınıfın başından itibaren tüm konuları öğrenme çabasını sergileyen ve bir tekrarla hatırlama ihtimali fazla olan öğrenci mi?

Hangisi olmak istediğinizi siz belirleyeceksiniz.

Babam hep derdi çok severim bu söylemini. ‘’Emek verenle gezersen emek vermeyi, emek vermeyenle gezersen, emek vermeden sahip olmayı ömrünce beklersin’’ demişti. Ne kadar doğru söylemiş.  

Size sürekli yaşadığım bir şeyi anlatayım. Etrafınız bir türlü çalışamayan, çalışmaya başlayamayan, çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra sıkılan, daha nasıl olsa çok var diyen, çalışsa da başaramayacağına inanan, (olumsuz insanlardan ve olumsuz davranışlarından uzak durun) çalışıyorum çalışıyorum olmuyor diyen öğrencilerle doldu taştı. Çok üzgünüm ama öyle.

Bu tarz düşünceye sahip olan öğrenci ve aileleri ile yüz yüze görüşmeler yapıyorum. Öğrencime soruyorum. 

30 yaşında kendini nerede ve nasıl düşlüyorsun?

Genelde hep benzer cevapları alıyorum. Doktor, Mühendis veya Avukat olacağından bahsediyor herkes. Soruyorum hayatın sonu olmayan ama gerçeği olan sınava girdiğinde sonucun ne olmalı ki, hayallerine ulaşman mümkün olsun?

Genelde herkes ilk 15 bin diyor. Peki sana çok basit bir soru daha. Dün ne yaptın diyorum. Anneye babaya bakıyor, saatlerce boş kalmış, bilgisayarda saatlerce vakit geçirmiş vb. 

Şey hocam, tekrarlarımı yaptım. Ödevlerimi yaptım. Bu mudur diyorum?

Daha 9. sınıftayım hocam diyor.

Unutmayın ki siz böyle düşünürken, birileri bir yerlerde bu işi ciddiye alıyor. Ve sizinle aynı anda sınava girdiklerinde ilk 15 bin ya da daha yüksek dereceler de yer alacaklar, onlar diyorum, siz buna izin verdikçe. Her yılı bir sonraki yıla erteledikçe.

Başarabileceğinize hepimiz inanıyoruz. Ama süreci düşünerek zaman kaybetmektense harekete geçmenizi önemsiyorum.

Ve unutmayın ki, her yıl sınava bir önceki yıldan kalan ve hayallerini bir sonraki yıla bırakan yüzlerce binlerce öğrenci de sizinle aynı anda sınava girecek. Sizinle aynı üniversiteyi tercih etmeleri durumunda şansları daha yüksek olacak. Amacım karamsar bir tablo çizmek değil. Gerçekçi bakmanızı sağlamak sevgili çocuklar. Bakın sadece geçen yıl sınava giren ve başarılı olan öğrencilerden kaçı bir önceki yıldan sınava girenler. 

Yani diyorum ki erken farkındalık çok önemli. Lise son virajınız. 9’la başlayın. Sadece 11 ve 12.sınıfta çalışmakla özellikle son yıllarda hiç rastlamadım. Kolay olanı, zorlaştırmayın. Evet zor bir süreçten geçtiniz. LGS de sıktılar sizi. Yoruldunuz. 

Ama ne zamanı durdurabilirsiniz ne de geri getirebilirsiniz. 

9.sınıfın ilk gününden itibaren sınav günü gelip çattığın da, sınava gireceğiniz okulun kapısından girinceye kadar, ritminizi asla ama asla bozmayın ve her dersi her konuyu öğrenerek pekiştirerek devam edin yaşamınıza.

Kendi hayatınıza sizden başkası dokunamaz. Öğretmeninizde sizsiniz. Kimseye ihtiyacınız yok. 

Her okul, her ders ve her öğretmen çok değerlidir. Kimsenin, hiçbirini değersizleştirmesine izin vermeyin.

Önceliklerinizi elinizden almaya çalışan çok fazla etken olacak. Okullarınızdaki 40 dakikalarınız ve odalarınızdaki çalışma kaliteniz gelecekteki yaşam kalitenizi belirleyecek. Sadece bu alanlarda sizi hiçbir nedenin sizi etkilemesine, önceliklerinizi elinizden almasına, izin vermeyin, sağlık dışında.

Sınav sonuçlarınızın açıklandığı gece yarısı, kalbiniz yerinden çıkacak gibi olduğunda, o güzel elleriniz bilgisayarın tuşlarına heyecanla titreyerek gittiğinde, beni daha iyi anlayacaksınız..

Yaşamda kazanamayacağınız tek şey zamandır. 

Sınavı kazanabilirsiniz. 

Ertelemeden, size sunulan hayatı da.

Yakalayın yaşamınızı, son virajı 9’dan dönerek.

Bırakmayın kimsenin ellerine…


Alper DEMİR
TED KDZ EREĞLİ KOLEJİ VAKFI ÖZEL OKULLARI