Doç. Dr. Mustafa Hilmi Çolakoğlu

OECD Eğitim Komisyonu ülkelerin eğitim stratejilerini oluşturmalarına yardımcı olmak için PISA endeksini geliştirirken hayal edip amaçladıklarıyla gerçek hayatta karşılaşılanlar arasında önemli bir fark olduğunu her rapor yayınlandığında bir kez daha görüyoruz... 

PISA Raporu’nun açıklanmasından sonraki ilk 10 günde dünya basınını takip ettiğimizde istisnasız tüm ülkelerin eğitim bakanlıkları savunmada, basın ve akademisyenlerse ağır eleştiride... Hâlbuki bu karne, bakanlıkların değil, ülkenin karnesi. Yani bu başarıyı hep birlikte sağladık! Sürdürmek de hepimizin katkısına bağlı. Google’dan arama yaptığınızda ülkemizde de sonuçlara bakış açısında istikrarlıyız. Oysa kısır eleştiri ve savunmaların bir yararı olmadığı açık. Hâlbuki sorunları ve çözümlerini hepimiz yıllardır biliyoruz. Sorun bunların üzerine gidip çözme noktasında yetersizliğimiz, “kimseyle kötü olmama” seçeneği tıklanmış “fabrika ayarları”... Bunun için PISA, TIMMS, TALIS vb. ölçümlerin sonuçlarının yayınlanmasını beklemeye de gerek yok. Kayseri atasözü ne diyor? “Yere düşünce yerden bir avuç toprak alarak kalkacaksın”.

Çocuklarımızda düşük çıkan “sorun çözme becerisinin” kurumlarda da eksikliği... İyileşme isteği ilaç tedavisi ve cerrahi operasyonlardan çok daha önemli. Türkiye OECD ülkeleri arasında 34`inci sıradaysa bürokratı, teknokratı, basını, öğrencisi, velisi, öğretmeni ve siyaseti için en az “34 altın fırsat” var demektir. Olaylara bakış açımızı değiştirdiğimizde indekslerdeki sıralamamız da değişecektir.

Doç. Dr. Mustafa Hilmi ÇOLAKOĞLU

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı

twitter.com / @MEBMHC