Prof. Dr. Süleyman Yılmaz

"Bugünün çocuklarını dünün yöntemleri ile eğitirsek yarınlarından çalarız"

John Dewey

 

Eğitim, genel olarak fiziki imkânlar ve erişebilirliğine göre; Örgün, Yaygın ve Uzaktan Eğitim şeklinde sınıflandırılır. Örgün eğitim; yüz yüze (face to face) eğitimi, yaygın eğitim; sahadaki uygulamalı (mesleki) eğitimi, uzaktan eğitim ise; internet üzerinden interaktif eğitimi (senkron veya asenkron) içermektedir. Bunlara, ortaöğretim ve önlisans-lisans düzeyinde açıköğretim eklenebilir. Sayılan eğitimler hâlihazırda, YÖK bünyesindeki eğitim kurumlarında, MEB’in eğitim kurumlarında etkin bir şekilde kullanılmaktadır.

Aralık 2019’da ilk defa Çin’in Vuhan şehrinde görülen Covid-19 veya yaygın ismiyle Korona virüs kısa zamanda tüm dünyayı tesiri altına aldı. Çin’de Korona virüs üretim alanda tüm birimleri, eğitimi, gündelik hayatı derinden ve olumsuz etkiledi. Fabrikalar tek tek kapanmaya, insanlar evlerine çekilmeye zorlandı. Başlarda, Çin’deki üretime dayalı çalışan Avrupa ve Amerika’daki çoğu otomotiv ve elektronik firmaları dolaylı olarak bu gelişmeden nasibini alarak üretimini yavaşlattılar. Sonra doğrudan salgına maruz kalın ülkeler üretimi bir yana bırakıp can havliyle sağlık alanı güçlendirmeye, hayatın seyri içerisinde eğitimi uzaktan da olsa devam ettirmeye gayret ettiler.

12 Mart 2020 günü ülkemizde ilk Covid-19 vakası görüldüğünde MEB’e ve YÖK’e bağlı tüm birimler için 16 Mart 2020 itibariyle ikinci bir duyuruya kadar örgün eğitime ara verildiği ilan edildi. Daha sonra YÖK kurumlarında, 2020 Bahar Dönemi için tamamen, MEB ise 30 Nisan’a kadar örgün eğitime ara verdiğini ilan etti. Böylece yeni bir eğitim süreci işletime girdi. YÖK, üniversitelerin kendi birimleri üzerinden interaktif eğitime (senkron veya asenkron) geçmesine karar verdi. MEB ise Eğitimde Bilişim Ağı (EBA) üzerinden, televizyon kanalı ve kurumsal sitesi üzerinden eğitim yayınlarına başladı. 

Krizde eğitim sürecini yönetme adına MEB ve YÖK’ün kararı ve uygulaması pratik ve yerinde bir karardı. Gerek MEB’in eğitim kurumlarında öğrencisi bulunan bir veli olarak, gerekse akademide ders veren bir hoca olarak sürecin her yönünü yakından takip etmekle kendimi mükellef saydım. Önce akademiyi ilgilendiren kısmından başlamak istiyorum. Kamu ve vakıf üniversitelerinde interaktif eğitime geçiş ufak tefek aksamalarla birlikte oldukça seri bir şekilde gerçekleşti. Uzaktan eğitim altyapısına sahip olan özellikle vakıf üniversiteleri eğitim hizmetini başarılı bir şekilde uyguladı. Altyapısı ve hizmet ağı verimli olanlar eşzamanlı etkileşimli (senkron) eğitim, yeni geçenlerin ekseriyeti ise video kaydıyla dolaylı (asenkron) eğitimi tercih ettiler. Hatta lisansüstü eğitimin tez savunmaları da eş zamanlı ortamda uygulanacak ve ilkini 16 Nisan’da kendi yüksek lisans öğrencimde uygulayacağız.

MEB’te ise, Eylül ayı itibarıyla EBA üzerinden eğitim materyalleri ve modülleri oluşturulmuştu. Eğitim kademeleri için tahsis edilen kanallarda sınıflara her biri 20 dakika olan günlük 2 ders ve bunların tekrarları sunulmaktadır. Ders tekrarlarının ilk haftalarda ders saatinde yapılması, ders sürelerinde yaşanan bazı ufak tefek sorunlar dışında, hedeflenen sunum için ciddi sorunlarla karşılaşılmadı. EBA’daki eğitim materyalleri ve modüller ders dışında istifade edilecek konuları ihtiva etmektedir. Merkezi sınavlara hazırlık yapacak öğrenciler için EBA Destek biriminin soru havuzu ve çeşitliliği ilgili öğretmenler tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır. En önemsediğimiz durum ise özellikle sınıf öğretmenlerinin whatsapp uygulaması üzerinden öğrencilerin eğitim süreçlerini takip etmesi, ödev ve etkinlik uygulaması ve öğrencilerle belirlenen saatte eşzamanlı interaktif görüşmesi, geribildirim alması ve motive etmesi, özverili, takdire şayan bir anlayışı göstermektedir. Ortaokuldaki öğretmenlerimizin interaktif olarak öğrencilerle ve velilerle yönlendirici bağlantılar kurması, sınava hazırlanan öğrencilerin problemleriyle uğraşması eğitimcilerin meseleye sahiplendiğinin bir göstergesidir. BİLSEM’ler genel ve özel yetenekli öğrencileri için interaktif eğitimi devam ettirmekteler. Velilerle ilgili cenahta eğitimin uygulama ve takibi ayrı bir uğraş gerektirse de çocuklarının ikballerini sağlama gayreti yönünden sergiledikleri özveri alkışı hak etmektedir. Genel bir değerlendirme ile şimdilik her şey normal seyrediyor. Ölçme ve değerlendirme ile ilgili makul bir yol izlenirse, öğrencilerimizin bu dönemi verimli tamamlamış olacakları düşünülebilir.

 

Buraya kadar Korona virüs günlerinde genel eğitim uygulamalarından bahsettim. Buradan itibaren de Korona virüsün sebep olduğu eğitimde dijital dönüşüm fırsatları ve Endüstri 5.0’ın işaretlerinden bahsetmek isterim.

  • Sosyal hayatı ilgilen boyutlarıyla bakıldığında, kriz dönemlerinde evde hayatın olduğu, evde aile bireyleriyle okuyarak, eğitici etkinlikler ve oyunlar düzenleyerek vaktin verimli, uzaktaki yakınlarımızla iletişim kurarak bağımızın ve vefa duygusunun güçlü hale getirilmesi hususunda fırsatlar yakalandı.
  • Kriz sürecinde yaşanabilecek sosyal ve ekonomik güvencesi olmayan vatandaşlarımıza sahip çıkmak adına milli seferberlik ve dayanışma kültürünün gelişmesine vesile oldu.
  • Salgının boyutu büyük olduğundan ihtiyaç duyulan ülkelere bilumum sağlık malzemesi ile destek verilebileceği ortaya koyulmuş oldu.
  • Meslek liseleri, BİLSEM’ler, üniversitelerin merkezi laboratuarları ve AR-GE birimleri ve sivil toplum örgütleri maske, koruma maskesi, solunum cihazları gibi sağlık malzemeleri, dezenfektan ürünleri üretebileceğini, devletine böylesi kara günlerde destek olabileceğini ortaya koydular. Böylece mesleki liselerin önemi bir kez daha kendisini hissettirdi.
  • Bilişim ve teknoloji eğitiminin ne kadar önemli olduğu, kriz zamanlarında dijital dönüşüme hazır olduğumuz ispatlanmış oldu.
  • Web ve internet tabanlı öğrenme ortamının alternatif bir öğrenmeye imkân verdiği gözlenmiş oldu.
  • Artırılmış gerçeklikle senkronize olan Endüstri 4.0, 3D yazıcıdan, online cerrahi operasyonlara, yapay zekadan yazılıma, robotikten kodlamaya reel hayattaki uygulamaları yaygınlaşırken, Korona virüsle birlikte oluşacak yeni dünya düzeninde Endüstri 5.0’ın işaretleri kendisini hissettirme başladı.

            Yaşanılan salgın ve kriz dönemi birçok yeni gelişmelere gebedir. Ucuz insan gücüyle endüstriyel üretimin merkezi sayılan yerler artık cazibesini kaybedecek, online transfer, online eğitim, online teknoloji, online endüstri hayatın merkezine oturacaktır. Ama hepsinden önemlisi bizim bu dönüşüme ve dijital fırsata hazır olmamızdır.

            Belki de MEB’in tasarım beceri atölyelerinin finansal kaynağı ve desteği hak ettiği biraz daha anlaşılacaktır.  

 

Prof. Dr. Süleyman YILMAZ 

Aksaray Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi