Dr. Volkan Hasan Kaya

Öğretmenim hiç hayal ettin mi bir kitabın başkahramanı olmayı ya da denedin mi gizemli bir kahraman olmayı? Bir oyunun başrol oyuncusu veya bir orkestranın şefi olmayı?  Ya da son saniyeye kadar mücadele azmini elinden bırakmayan bir futbol takımının kaptanı?

Peki öğretmenim hiç hayal ettin mi bir kitabın yazarı olmayı, bir filmin senaristi, bir müziğin bestecisi ya da bir futbol takımının başarılı bir teknik direktörü? 

Peki öğretmenim sınıfa girdiğinde her yeni güne renk katacak özgün düşüncelerin ve(ya) yeni kahramanların var mı? Ya da senaryonda seyircilerini etkileyecek, ilgilerini senin üstünde toplayacak gösterilerin olacak mı? Ya da duygularımızı harekete geçirecek yeni bir besten olacak mı? Bugün de 40. dakikaya kadar seyircilerine iyi bir oyun seyrettirebilecek misin?

Peki öğretmenim sen bunları hayal etmediysen öğrencilerinin hayallerine nasıl ortak olacaksın ya da nasıl rehber olacaksın? Düşüncelerin, onların düşüncelerinde nasıl bir çığır açacak?

Ya da hiç düşündün mü, 40 dakika sürecek olan sahnende sınıfı dolduran kitleye nasıl bilim gösterileri yapacağını, hangi efektleri, mimikleri veya müzik notalarını kullanacağını ya da bu süre içerisinde yeni bir şeyler öğretme azmini son dakikalara kadar nasıl diri tutacağını? Öğrenci kitleleri seni hayran bir şekilde sıkılmadan izleyebilecekler mi, hiç düşündün mü öğretmenim? 40 dakikanın sonunda diğer sahneye kadar sabırla ve heyecanla bekletebilecek misin, hayran kitleni? 

Peki öğretmenim hayal etmediysen bu soruları…. Ya da mesleğinde sahip değilsen, bir vizyona… Vizyon sahibi bireyler yetiştirebilecek misin? Gelecekte lider olabilecek öğrencilere nasıl iyi bir örnek olmayı düşünüyorsun? 

“Hayal ettim etmesine de, hayal ile gerçek arasında teori ile uygulama arasında olduğu gibi bir uçurum var" dediğini duyar gibiyim. Çözümün bir parçası olmak yerine, sorunun bir parçası olmayı mı tercih ediyorsun? Karanlığa ve karamsarlığa bir ışık olmak yerine, ışıklar içerisinde karamsar olmayı tercih edenlerden misin yoksa?

Her öğretmenin bir hikayesi vardır, her hikâyenin de bir ana teması… Hiç düşündün mü senin hikâyenin ana temasını?

Öğretmenim, yazarlar kelimeler arasında, besteciler notalar, yönetmenler görseller arasında, oyuncular iki direk arasında köprü olurken, bizler de bilgiler arasında köprü olmayı becermeliyiz, diye düşünüyorum. "Sınırlı imkanlarla bilgiler arasında nasıl köprü kurulacak?" diye iç geçirenlerinizi de hisseder gibiyim. Ya ümitSİZsiniz ya da hevesSİZsinizdir... Eğer hayaller kurmadıysan… Zordur gerçekten hedeflere ulaşmak... Aynı oranda mesleğinin manevi zenginliğine…

Öğretmenim, büyük zorluklara rağmen hayallerin mesleki gelişimin her bir basamağına temel oluşturduysa, tıpkı bilgiler arasında olduğu gibi küçük gönüller arasında köprüler kurduysan... Mesleğinin kalitesi ve özgünlüğü o kadar yüksektir ki... Korkutmaz öğretmenim, yükseklik korkusu hayran kitleni, seninle birlikte maceralarla dolu gelecek hayata adım atmaları… Bastığın yerler bir o kadar da sağlamdır ki… Öğrenciler hayallerinin üstüne yenilerini kurarak istikbali göklerde arayacak… Bir gün, evet bir gün onlar muasır medeniyetler hayalimizi gerçekleştireceklerdir...  

Hayal etmek, hayallerimize zenginlik katmak, sonra hayallerimize ortak etmek öğrencilerimizi… Aslında her hayalin altında yatan bir hedef… Her hedefin altında da bir vizyon… Sonra da hayallerimizin peşinden koşalım onları gerçekleştirmek için… 

Vakit sorumluluk alma, taşın altına elini koyma vakti… 

Öğretmenim bayrak sende, durma! Yeni bir başlangıç, yeni bir günle… Yeni bir senaryo… Yeni bir müzikal gösterisi… Yeni bir resital… 

Dr. Volkan Hasan KAYA

Millî Eğitim Bakanlığı

Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Müdürlüğü

Milli Eğitim Uzmanı

has.an@gmail.com

Twitter: @VolkanHasanKAY1