İlhan Sevin

Yeni eğitim-öğretim yılı başladı. Ülke gündeminde eğitim sorunları yine üst sıralarda. İyi ya da kötü eğitimin konuşulmasını bu ülkenin geleceği için önemli bulduğumu belirtmek isterim. Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Uygulaması (TEOG) hakkında Cumhurbaşkanı’nın açıklaması gündemde neredeyse ilk sıra yer aldı. Erdoğan’ın açıklaması şu şekilde: “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG`un kaldırılması lazım.”

2011 yılında 4+4+4 eğitim sistemine geçilmesiyle beraber hayata geçen TEOG, en başından itibaren bir sürü yanlışlıklarla ve hatalarla dolu bir sistem oldu. Katıldığım birçok televizyon programında ve yazılarımda bu konularda düşüncelerimi defalarca dile getirmiştim.

En başta, küçük yaşlardan itibaren çocuklarımızı taşıyamayacakları kadar büyük bir maratonun içine sokmak ne kadar sağlıklı? Genel Liselerin, Anadolu Lisesine dönüştürülemesiyle ile beraber, sayılı birkaç okul dışında mevcut birçok Anadolu Lisesinin eğitim kalitesinin standartların altında olduğunu söylemeye gerek yok. Bir birine benzeyen “Tabela Anadolu Liseleri’nde” eğitim kalitesi ortada! Ödenek azlığı, öğretmen, yönetici rotasyonu derken özgün olarak ayakta kalmayı başaran sayılı okullar ise mevcut sistemsizliğe direnmeye çalışıyor. Bunun yanında eğitim niteliği pek önemsenmeden tamamen ticari amaçlarla açılan birçok özel okul da işin çabası…

Uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Evet, eğitim sistemi içerisinde okul ve derslik sayısı giderek artıyor artmasına ancak, bir o kadar bu büyüme karşında eğitimin niteliği bir o kadar gün geçtikçe ne yazık ki düşüyor.

Neyse konu çok fazla dağıtmadan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TEOG’la ilgili açıklamasına geri dönelim. TEOG, soru ve test içerikleriyle, esnek puanlı nakil uygulamasıyla, farklı puan hesaplarıyla, eğitim sistemini alt üst etmeye neden olan bir sistemden öteye geçememiştir. Düşünün ki, bir sınav yapılıyor ve 15 bine yakın birinci çıkıyor. Tam puan yapan öğrenciler, istedikleri okullara yerleşemiyor ve yaş kriteri ile belli liselere öğrenci yerleştiriliyor.

Diğer taraftan ise yapılan nakil uygulaması… Başından itibaren söylediğim gibi, esnek puan uygulaması köklü ve özgün okulların altına konulmuş bir dinamit gibi patladı. Sonuç ne oldu: Aralarında 100’lerce puan fark bulunan öğrenciler, aynı sınıflarda eğitim görmeye mahkûm edildi. Bu arada esnek puan uygulaması ile düşük puanlı öğrencilerin, daha yüksek puanlı öğrencilerden iyi okullara yerleştirilmesi de ayrıca yaşanan adaletsizlik ve haksızlıkların göstergesiydi. Ve sonuç olarak, var olan sayılı birkaç okul ise heba edildi.

Öğrencilerin, kendi okullarında sınava girmesi evet ilk bakışta doğru ve olması gereken bir durum olarak karşımızda duruyordu. Ancak sınavların birçok okulda güvenilir ve sağlıklı yapılmamasını ciddi anlamda sorgulanmaya neden oldu. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlerde nitelikli ve akademik başarısı yüksek okullar birinci sayısı belli iken, Anadolu’nun ücra yerlerinde bir sınıftan 10 birincinin çıkması sizce normal miydi?

Evet, geldiğimiz nokta da TEOG eğitim sistemi içerisinde ve haliyle çocuklarımızın geleceğine vurulmuş en büyük darbedir. Tabi asıl sorunun kaynağı 4+4+4 eğitim sistemimde aranmalı. Geç de olsa çözüm adına Cumhurbaşkanı tarafından açıklamayı olumlu bulduğumu belirtmek isterim. Evet, bundan sonrası için yapılması gereken çok kolay. Belli akademik başarının üzerinde olan olan, Galatasaray, İstanbul Erkek, Kabataş vb. okullar ile yabancı özel okullar ve isteyen diğer okullarının kendi sınavlarını kendilerinin yapmalarına imkân tanımak. Diğer okullara ise, eskiden olduğu gibi öğrencilerin ilkokuldaki diploma notları ile geçişlerini sağlamak. Sadece belli okullar için uygulanması önem arz eden bir sınava her yıl 1 milyonun üzerinde öğrencinin katıldığı bir büyük organizasyonu yapmak ne kadar doğru? Çocuklarımızı, ”kaygılanmasın” “kırılmasın”, ”dökülmesinin” derken aslında onları daha çok kırıp, döktüğümüzün farkında mıyız? Neyse bir atasözümüz var: “Zararın neresinden dönersen kârdır."