Çelebi Kalkan

Sürdürülebilir kalkınma kavramı ilk kez, 1987 yılında Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nca hazırlanan Brundtland Raporu’nda "Bugünün gereksinimlerini, gelecek kuşakların gereksinimlerini karşılama yeteneğinden ödün vermeden karşılayan kalkınma" olarak tanımlanmıştır. New York’taki BM Genel Merkezinde 25-27 Eylül 2015 yılında tüm Birleşmiş Milletler Üye Devletleri tarafından kabul edilen 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi de, şimdi ve gelecekte insanlar ve gezegen için barış ve refah için ortak bir taslak sunmaktadır. Kısaca, yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegenimizi korumak ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak için evrensel eylem çağrısıdır. Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi, Birleşmiş Milletler Eğitim 2030 Çerçeve Eylemi, UNESCO eğitim ajansı tarafından koordine edilmektedir ve “herkese eşit, eşit kalitede eğitim sağlamayı ve herkes için hayat boyu öğrenme fırsatlarını teşvik etmeyi” amaçlamaktadır.

AB-2020 stratejisinde, (1) akılcı (SMART), (2) sürdürülebilir ve (3) kapsayıcı büyüme biçiminde öncelikler sıralanmış ve bilgi ve yeniliğe dayalı, daha verimli kaynak kullanan, çevreyle dost (yeşil) ve rekabet edebilir, ekonomik, sosyal ve kıtasal anlamda bütünleşmeyi sağlayan ve yüksek istihdam seviyelerini teminat altına alan bir ekonomik ortam yaratmak temel öncelikler arasında yer almaktadır. (European Commission, 2010)

3 Aralık Salı günü açıklanacak olan 600.000 öğrencinin girdiği ve 79 ülkede 32 milyon, 15 yaşındaki öğrenciyi temsil eden PISA 2018; yenilikçi ölçme alanı “küresel yeterlik” olarak belirlenmiş ve bununla ilgili kavramsal çerçeve oluşturulmuştu. OECD, “Küresel ve kültürlerarası meseleleri, eleştirel olarak ve birkaç farklı bakış açısından analiz etmek; farklılıkların, kişinin kendisi ve başkaları hakkındaki düşüncelerini, algılarını ve yargılarını nasıl etkilediğini anlamak; insanlık onuruna duyulan ortak saygıya dayanarak farklı kökenlerden gelen diğer insanlarla açık, uygun ve etkin iletişim kurmak.” olarak küresel yeterlik kavramını tanımlasa da, “Küresel Yeterliliğin” bilgi, beceri, tutum ve değerler olmak üzere 4 boyutunun olduğunu ifade etmiştir. Örneğin, küresel bir konuyu incelemek, belirli bir konu hakkında bilgi sahibi olmayı, bu farkındalığı daha derin bir anlayışa dönüştürmeye yönelik becerileri ve konuyla ilgili olarak, her birinin ilgisini akılda tutarak, çok kültürlü perspektiflerden gelen konuya ilişkin tutum ve değerleri gerektirmektedir. 12 Eylül 2017 tarihli OECD Bir Bakışta Eğitim Programı`nda üye ülkelerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 2030 eğitimi konusunda ilk kez bir bölüm ayırmıştır.

21. yüzyılda STEM eğitimi, özellikle 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile doğrudan ilgili olan küresel konulara yenilikçi çözümler geliştirmeyi ve sunmayı amaçlamaktadır. Endüstri Devrimi 4.0 ivme kazanıyor ve günlük hayatımızın her yönünü etkiliyor. STEM disiplinleri (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) ve STEM dışı alanlar arasındaki sınırlar gittikçe daha da bulanıklaşıyor. Teknolojideki kuantum sıçraması, bizi STEM ve STEM dışı alanlarda da eğitme yöntemlerimizi yeniden düşünmeye zorlamaktadır. Sürdürülebilir STEM pedagojisi; Günlük Yaşam Becerileri, Doğal Çevre Bilgisi, Değerler ve Etik, bileşenlerinin kültürlemesini içermekte ve çocuklar için 21. yüzyılda özellikle de 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin çözümüne yönelik problem çözme, eleştirel düşünme, yaratıcılık, iletişim ve işbirliği ile girişimcilik gibi becerilerin kazandırılmasına yardımcı olmaktadır.

Sürdürülebilir Kalkınma için Bilim, Teknoloji ve Yenilik…

Sürdürülebilir hedeflere ulaşmanın önemli bir yönü, örneğin gıdalara, temiz suya, sağlık hizmetlerine ve uygun fiyatlı ve temiz enerjiye (SDG`ler 2, 6, 3 ve 7) erişimi iyileştirmek için yenilikçi teknolojilerin kullanılmalıdır. Yine ekosistemlerin korunması ve iklim değişikliğinin hafifletilmesi (SDG 14, 15 ve 13) de bununla ilgilidir. Teknolojik değişim aynı zamanda sürdürülebilir şehir ve toplulukların tasarımında (SDG 11) ve sorumlu tüketim ve üretim alanında (SDG 12) belirleyici bir rol oynamaktadır. Dijitalleşme ve büyük veri ve yapay zeka gibi konular tıp, mobilite ve akıllı şehirlerin tasarımı gibi çeşitli alanlarda giderek daha önemli hale gelecektir.

Kaliteli eğitim olmadan insani beceriler geliştirilemez ve insani gelişme olmadan da dünya çapında sürdürülebilir kalkınma sağlanamaz. Geleceğin dünyasına hakim olacak ülkeler, teknolojiyi kullananlar değil; bu sistemleri tasarlayanlar, üretenler, kontrol edenler ve hayatin her alanında yeni kullanım alanları açanlar olacaktır. Bu sistemleri dizayn edecek nesiller, STEM bilgi ve becerilerine sahip ve STEM bilgi ve becerilerini yaratıcı bir şekilde kullanmasını bilen girişimci nesiller olacaktır.

İtalya, 2020-2021 eğitim-öğretim yılında iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınmayı zorunlu ders olarak müfredata dahil eden ilk ülke olma yolunda, matematik ve fizik gibi genel dersler de sürdürülebilir kalkınma perspektifinden ele alınacağını Eğitim Bakanı Lorenzo Fioramonti, “İtalyan eğitim sistemini, çevre ve toplumu okulda öğrendiğimiz her şeyin merkezi haline getiren ilk eğitim sistemi yapmak istiyorum” diye ifade ederken, bizde Çok kültürlü topluluklara uyumlu sağlayabilmek ve uyumlu yaşamak, değişen iş piyasasında tutunabilmek ve gelişme göstermek, medya platformlarını etkili ve sorumlu bir şekilde kullanabilmek ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini desteklemek için, öğrencilerimizin küresel yeterliliklere sahip olmasının çok önemli olduğunun farkına varmalı ve  Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları hakkında ne kadar çok insanın bilgisi olursa, hedeflere ulaşılma ihtimalinin de o kadar artacağını unutmamalıyız. 

 

Çelebi KALKAN

Öğretmen

Twitter: @esil38

 

  

KAYNAKLAR:

https://sustainabledevelopment.un.org/sdgs

https://yesilgazete.org/blog/2019/11/07/iklim-degisikligi-italyada-zorunlu-ders-olacak/

https://en.unesco.org/themes/education-sustainable-development/what-is-esd

https://council.science/publications/a-guide-to-sdg-interactions-from-science-to-implementation