İlhan Sevin

Her yıl 24 Kasım’da kutlanan öğretmenler gününe sayılı günler kaldı. Öğretmenlerimiz, yılda bir kere hatırlansalar ne olacak ki? Çünkü yine değişen hiçbir şey olmuyor. Ne özlük hakları ne de sosyal ve ekonomik şartlarında iyileştirmeye gidiliyor.

Cumhuriyetin ilk yıllarını saymazsak daha sonraki yıllarda öğretmenlik mesleği maalesef maddi ve manevi olarak itibar kaybına uğratıldı. Günümüzde geçim derdi ile uğraşan birçok öğretmen ek iş yapmak zorunda kalıyor. Öğretmenlerimizin, o kadar sorunu var ki, bunları bir seferde dile getirmek çok zor. Eğitim sendikalarının belli dönemlerde öğretmen sorunlarını dile getiren açıklamaları dışında öğretmenlerimizin sorunlarını dile getiren pek olmuyor. Kamuda çalışanlar öğretmenler, devlet memuru olduklarından taleplerini dile getirmekten çekiniyorlar. Özel sektörde çalışanların zaten sendikal örgütlenmeleri yok. Kısacası öğretmenlerimiz yalnız ve çaresiz zor şartlarda mesleklerini devam ettirmeye çalışıyorlar. Ücretli, sözleşmeli öğretmenlerin durumu içler acısı. Atanamayan dört yüz bin öğretmen adayı ise işsizlikle baş başa kalırken, çaresizce her yıl atanmak için mücadele ediyor.

İster dünyanın en saygın ekonomistlerine sorun isterseniz aklınıza gelen konunun uzmanlarına sorun; bir ülkenin kalkınmasında en önemli faktörün eğitim olduğunu söylerler. Eğitimin gelişmesi ve ilerlemesi için de birinci önceliğin öğretmen niteliğinin iyi olması gerektiğini vurgularlar. Öğretmenlik mesleğinin cazip hale gelmesi için, mesleki doyumun sağlanması ve  öğretmenlik mesleğinin saygın mesleğin saygın konuma çıkartılması gerekir.

Bu gerçekler dururken ülkemizde yapılan araştırmalar gösteriyor ki,  gün geçtikçe öğretmenlerimiz daha da yoksullaşıyor. Böyle olunca öğretmenlik mesleği itibar kaybediyor ve eğitim sistemi tıkanıp kalıyor. Öğretmenlerimizin hem okul ortamında hem de günlük hayatlarındaki şartları maalesef iyi değil. Bir yandan kalabalık sınıflar, yoğun ders programı ile karşı karşıya kalmaları diğer yandan da ekonomik şartlarının iyi olmaması onları zor durumda bırakıyor.

Biliyorum, her yıl öğretmenler gününde olduğu gibi bu yılda televizyonlarda, gazetelerde; bakanlar, siyasiler ve diğer yetkililer; “Öğretmenlerimiz şöyle kıymetlidirler böyle vefakârlardır.” deyip duracaklar. Birkaç köy öğretmenin yaşadığı zorlukları anlatan trajik görüntülerle öğretmenler gününün önemine ilişkin birkaç saniye süren haberlerden sonra bir öğretmenler gününü daha geride bırakmış olacağız. Bir sonraki öğretmenler gününe kadar, öğretmenlerimizi yine unutmuş olacağız.

Unutmayalım ki, bir ülkede öğretmenin yüzü gülmüyorsa o ülkede hiç kimsenin yüzü gülmez. Öğretmenlerimize değer verelim, onlara sahip çıkalım!

İlhan SEVİN

Eğitimci

Twitter: @sevinilhan4