Ozan Demiralp

Erkin Koray’ın unutulmaz şarkılarından biri olan “Kızları da alın askere”yi bilirsiniz.

Şarkının ilk iki kıtası şöyle seslenir;

“Kızları da alın askere
Gönül verdim kara gözlü esmere
Alıp götürdüler beni askere
Kurban olam size ey komutanlar
Kızları da alın artık askere.

Yüce dağlar senin karın biter mi?
Yanmayan ocakta duman tüter mi?
Kurban olam size ey komutanlar
Yar olmazsa bu askerlik biter mi?”

Sonuçları yeni açıklanan LGS 2019’un sınav istatistiklerinde cinsiyet faktörlü analizlerine bakınca görüyoruz ki kız öğrencilerimiz erkek öğrencilerimize göre doğru cevaplar açısından Türkçe, Fen Bilimleri, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, İngilizce ve T.C. İnkılap Tarihi testlerinde daha üst bir performans sergilemişler. Uluslararası ve ulusal sınavlarda, demografik yapı ve öğrenci grupları arasındaki olası farklılıkları tespit amacıyla bu tip analizler hep yapılır. Kız ve erkeklerin yaş özellikleri göz önüne alındığında bu tip analizlerde genel manada kız çocuklarının bir çok özelliğiyle erkek çocuklara göre önde olduğu gözden kaçmaz. Hemen hemen bütün dünyanın sorun odağı olarak kabul ettiği cinsiyet ayrımcılığı düşüncesinin tam tersine eğitim eliyle kızların çok daha ileri götürüleceği aşikar. Eğitim, cinsiyet farkı gözetmeksizin her bireyi sadece akademik yönleriyle değil insani değerler boyutunda da değiştiren en önemli toplumsal kurumlardan bir tanesi şüphesiz. Bu manada eğitim sistemlerinin güçlenmesi insanlığın, bireyin ve hatta dezavantajlı sayılabilecek olan bir çok grubun da gelişimine katkı veriyor. Kız çocukların eğitiminin etkin şekilde sağlanması toplumsal cinsiyet ayrımcılığının ortadan kalkmasının yanında geleceğin bilinçli ebeveynlerinin yetiştirilmesi anlamına da geliyor. Ayrıca yine 2019 LGS istatistiklerine göre ilkokul mezunu annelerin çocuklarıyla yüksek lisans yapmış olan annelerin çocukları arasındaki puan farkının 127 olduğu gerçeği annelerin eğitim durumunun toplamda 500 tam puanlık bir sınavın neredeyse dörtte birine etki ettiğini gösteriyor. Kız çocukların nitelikli eğitimlerinin sağlandığı toplumların çağdaşlaşma süreçlerini daha hızlı gerçekleştirdiği ve erkeklere biçilmiş toplumsal rol ve mesleklere de kolaylıkla sahip olduğu toplumsal süreçler içerisinde görülüyor. Bu kapsamda, kuşkusuz espri anlayışı içerinde, sadece 2019 LGS sonuçlarına bakarak Erkin Koray’ın şarkısında dediği gibi komutanlara “Kızları da alın askere” önerisinde bulunmamız mümkün olabilir.

2019 LGS sınav istatistiklerinde Matematik sınavı için cinsiyete göre, doğru sayıları ortalamalarına baktığımızdaysa kızların 5.07, erkeklerin ise 5.11 ortalamaya sahip olduğunu ve her iki grup arasında anlamlı bir farkın olmadığı görüyoruz. Aslında konunun derinliğine indiğimizde Matematik testi için kız/erkek bazlı bir analizden çok, sınava giren öğrencilerin her dört sorudan sadece bir tanesini doğru yaptığını, il bazlı analizlerdeyse bir çok ilin 2 doğru cevap ortalamalarında kaldığını söyleyebiliriz. Ayrıca öğrencilerin okul başarı puanları ve sınav başarı puanları arasındaki en düşük korelasyon yine matematik testinde görülüyor. Bu durum bize okullarda 6, 7 ve 8. sınıflarda alınan matematik dersi puanlarıyla sınavda alınan matematik puanlarının diğer derslere oranla farklılık gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu sonuçları matematik programı açısından, öğretmen, öğrenci vb. bir çok faktör çerçevesinde özetlersek ülkece matematikten sınıfta kaldığımız bir gerçek...

Erkin Koray şarkısının son bölümü şöyle der;

“Nazlı yare için için yanardım
Bu askerliği ben bitmez sanardım
Ne çabuk gelirmiş meğer tezkere
Herkes seve seve gitsin askere
Kızları almayın artık askere.”

Bizse sadece matematik puanlarına göre “Kızları almayın artık askere” diyebiliriz yani, tabii ki yine şakayla... Sınavın bir başka istatistiğine göre öğrencilerin soruları boş bırakma oranı bazında da matematik, %40’lıkla birinciliği hiçbir derse bırakmamış. Bilmin dili olarak kabul edilen Matematik açısından bakarsak, bilim üretmeyi amaç edinen bir ülke olarak eğitim sistemimizin bu alana dair hızlı ve gerçekçi çözümler üretme zorunluluğu ortada...

2018 LGS ve 2019 LGS boş bırakma oranlarından sınavın bütün sorularını tam yapan öğrenci sayısına kadar hemen hemen bütün istatistikleri karşılaştırıldığında, 2019 LGS’nin daha kolay bir sınav olduğu söylenebilir. Son iki yıldan bu yana değişen sınav sisteminde ölçtüklerimizin eğitimimizi belirlediği gerçeğiyle eğitim sistemimizin daha üst düzey becerileri edindiren yapıya dönme zorunluluğu net bir şekilde görülüyor. Sınava 8. sınıf öğrencilerinin %85’inin girmiş olması hala TEOG geleneğinin devam ettiğini gösterirken bu durum 14 yaşında çocukları sınav ve akademik bazlı bir bakış açısına sürüklüyor. Tüm bunlara ek olarak 2019 LGS’nin tüm dersler puan ortalamasının 298.87 olması ve sınava giren öğrencilerin %46’sının 200-300 puan arasında sonuç almış olması böyle bir sınava ülke eğitim sistemi olarak hazır olmadığımız ya da böyle bir sınava öğrencilerimizi hazırlayamadığımız gerçeğini ortaya koyuyor. 2023 Vizyonu ile eğitime dair yapılan müdahaleler eğitim camiasını her geçen gün daha ümitvar yapmakla birlikte, okullara daha fazla sorumluluk yüklüyor. Bu kapsamda soru kalitesiyle övünebileceğimiz LGS’ye bir sınav olarak bakmaktan öte eğitim kalitemize yön veren ve verilerini doğru okumamız gereken bir kılavuz olarak bakmamız çok önemli...

OZAN DEMİRALP

Twitter: @Ozan_Demiralp