Sedat Değer

Milli Eğitim Bakanlığı gelecekte başarıyı yakalamak istiyorsa çağımızın okuma-yazma kadar öncelik ve ihtiyacı konumuna gelen kodlama derslerini tüm kademelerde zorunlu olarak, daha fazla zaman kaybetmeden vermeye başlamasıyla sağlayabilir. Bir ülkenin ülkeler arasındaki başarısının ve çağa en uygun teknoloji ile bilimdeki rolünün en üst seviyede yer alabilmesinin ancak ve ancak kodlama ile olabileceği gerçekliğini göz ardı edemeyiz. Kodlama bilen nesillerin gerek teknolojide gerekse bilimdeki üretkenliğinde ön plana çıktığına hayatımızın her alanında şahit olmaya başladık.O halde neden hala kodlamayı eğitim sistemimizden yadsıyoruz? Kabul etsek de etmesek de  eski düzen eğitim anlayışı ile günümüz şartlarına tam anlamıyla adapte olmamız neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Hatta uç noktada bir benzetme yapmak gerekirse, arabaların ilk üretildiği zaman diliminde yaşayanlar gibi insanlar arabalarına binip Üsküdar’ı geçerken bizler ise hala at arabası ile Üsküdar’a gitmeye çalışıyoruz.

Ülkelerin güç göstergeleri artık sahip olduğu niceliksel askeri güçleri değil aksine teknolojik üretkenliği ile teknoloji ve bilime katkı sunmadaki becerileridir. Yani ülkenin teknolojik üretkenliğinin yanı sıra bilimsel çıktılarını teknolojik üretkenliğindeki yetenekleriyle en üst seviyeye ulaştırması diğer ülkeler arasındaki güç mekanizmasındaki konumunu belirlemektedir. Başka bir açıdan baktığımızda ise, bir ülke her ne kadar çok paraya sahip olursa olsun teknolojik unsurlar ile olanakları, teknolojik ve bilimsel üretkenliğe sahip ülkenin kendisine verme isteği oranı kadar olacak. Yani bir nevi o ülkeye bağımlı halde kalacaktır. Dolayısıyla böyle bir ülkenin sadece maddiyatına bakarak ülke gücünden bahsetmemiz hayalden ibaret olur. Buradan da anlaşılacağı üzere bir toplumun gücünü bilimsel ve kodlama yeteneği ile üretkenliği olduğunu görmekteyiz.

Güç kod yazılımlarında ise, başka ülkelerin hazır üretimleri yerine kendi ürettiğimiz yazılımlarla üreten hale gelerek öne çıkmalıyız. Bu da ancak kodlama bilen nesillerle sağlanabilir ki bunun için kodlama derslerinin tüm kademelerde hakkıyla verilmesiyle sağlanabilir. Nesillerin kodlama yapabiliyor olması şart.

Çoğu defa haberlerde yurt dışında yaşayan ilk veya ortaokul düzeyindeki çocukların yazılım geliştirdiğini duyarız. Ve nasıl olurda bir çocuğun o yaşta yazılım geliştirdiğini ise şaşkınlıkla karşılarız. Aslında bu şaşkınlığımızın yersiz olduğunu ifade etmekte fayda var. Zira anasınıfı veya ilkokul düzeyinden itibaren kodlama dersi alan bir çocuğun almış olduğu bu temel karşılığında yazılım geliştirmesi en tabi olaydır. Bizim şaşkın olmamızın doğallığı ise kodlama derslerini alamamış olmamızdan dolayı bu meseleye uzak kalışımızdır. Ayrıca İngiltere’de KODLAMA dersi ilkokul seviyesinden itibaren zorunlu olarak verilmekte. Kaldı ki İngiltere kodlama derslerini küçük yaştan itibaren eğitim sistemi içinde önemle veren ülkelerden sadece biri. Ve bu sayede potansiyeli olan çocukların yazılım ve kod alanında yeteneklerini ortaya çıkarabilmesi için ortam hazırlanmış oluyor. Bu da demek oluyor ki bir çocuğun küçük yaşta kod yazabiliyor olması veya yazılım geliştirebilmesi almış olduğu kodlama dersleri sayesinde gerçekleşir.

Evet, bilişim ve kodlama alanında ülkemizin son zamanlarda yaptığı atılımlar takdire şayan fakat ne yazık ki yeterli değil. Çünkü asıl ihtiyacımız olan bilişim alanında ve teknolojik yönde hak ettiğimiz yere gelebilmemizi sağlayan temeli atmamızdır ki bunu da ancak tüm eğitim sistemine giren öğrencilerin kodlama ana felsefesi ile yetiştirilmesini sağlamaktır. Bakın özellikle son zamanlarda Estonya’nın teknolojik alanda kendinden bahsettirmesinin yanı sıra eğitim alanında ön plana çıkmasını kodlama derslerini ilkokuldan itibaren vermesi olarak da gösterebiliriz.

Artık ülkemiz Öğrencilerinin, teknolojik araçları kullanmanın da ötesine geçerek teknolojik gereçlerin nasıl oluşturulduğunu öğrenmesi büyük bir elzem haline gelmiştir. Eğitimin en temel hedefi olan öğrencilerin özellikle küçük yaştan itibaren kodlama derslerini alarak kodlama yapabiliyor olması çok yönlü zihninin de geliştirilmesine katkı sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, kodlama dersleri sayesinde öğrenciler bilgisayar destekli-algoritmik düşünme biçimiyle problem çözme sırasında olası çözüm yollarını zihninde şekillenidirir ve bilgisayarda çözüm yolları uygulanır. Böylece öğrencinin problem çözme becerisi geliştirilmenin yanı sıra problemin çözüm yolunu bulmada da öğrenciler bizzat güdülenmiş olur.

İşin özü bu gerçeklikler karşısında zamanı yakalayıp geleceğe ülkemizin başarısını kodlamak istiyorsak KODLAMA derslerini tüm eğitim kademelerinde zorunlu hale getirmeliyiz

Sedat DEGER

Eğitimci Yazar