Ömer Orhan

Kadim insan ırkı, saltanatını terk etmeye hazırlanıyor.

Kendi olamayan ve aklını doğru dürüst kullanamayan insan, akıllı bir varlık yaratmaya soyundu… Başaramadıklarını başaracak, düşlerini gerçekleştirecek, belki de onu merakının ötesine götürecek bir varlık...

Ancak unutmayalım ki birinin doğumu/yaşaması diğerinin yok oluşudur. Buna doğal ayıklanma (seleksiyon) deniyor.

Tarım devrimi, sanayi devrimi, bilişim çağı, endüstri 4.0 falan filan derken gelişim hızı insanlığa yetmedi. Daha hızlı, daha derin düşünmek gerek. İşte, insanoğlunu birkaç basamak atlatacak bu varlığın yapay zekâ olacağı düşünülüyor.

Son yıllarda doğal olmayan her şeye öylesine alıştırıldık ki zekâmızı bile yapayıyla değiştirmeye çalışıyoruz. Sonumuz hayır olsun!

Yapay zekâ ile ilgili son haber bir gazetede yayınlandı. Habere göre İngiliz teknoloji firması DeepMind tarafından geliştirilen “AlphaZero” adlı yapay zekâ programı, 4 saatte öğrendiği satranç oyununda şampiyon unvanına sahip olan rakibi “Stockfish 8” adlı programı yenmeyi başardı.

2014’te arama motoru Google’ın satın aldığı DeepMind’in geliştirdiği program, 100 maçlık yarışta rakibine açık ara fark attı. Yerel basında çıkan haberlerde, sadece oyunun temel kuralları öğretilen AlphaZero, 1500 yıllık satranç tarihinde hiçbir insanın aklına gelmeyen hamleler gerçekleştirerek birincilik tahtına oturdu.

İngiliz satranç şampiyonu Simon Williams, yapay zekâ programının zaferiyle ilgili yaptığı açıklamada, “AlphaZero satranç dünyasını fethetti, bir anda oyunu çözerek insan ırkını evcil hayvanı hâline getirdi.” dedi.

Peki, bu gelişmenin sonuçlarını kestirmek mümkün mü?

Bundan öncekileri ne kadar kestirebildiysek bunu da o kadar kestireceğimiz kesin!

Barutun keşfiyle insanlığın neler yaptığını unutmadık.

Hiroşima ve Nagazaki’yi de unutmadık.

Amerika Birleşmiş Devletleri Pearl Harbor’ın intikamı için atom bombasını kullandığında çok memnun olmuş olabilir ancak bombanın etkisini yaşayan Japonlar için durum aynı değildi.

Bilimin, teknolojinin ve mühendisliğin gelişimi her zaman huzur getirmemiş, birilerinin zaferi diğerlerinin hezimeti olmuştur. Tarih bu ve benzer örneklerle doludur.

Yapay zekâ konusunda ise farklı görüşler var. Teknolojiye “âşık” olanlar ve geleceği onda görenler için yapay zekâ olmazsa olmazımız.

İnsanın düşünemeyeceği kadar çok olasılığı düşünerek, deneyimlerini en faydacı şekilde kullanacak bir zekâ yaratmak, çok heyecan verici. Ancak unutulmamalı ki bugüne kadar diğer tüm buluşlar da manipüle edilerek kişi, kurum ve ülkelerin elinde güç olarak kullanıldı. İnsanlığın genel yararı önde tutulacak söylemleri ile başlayan girişimlerden sürekli birileri çıkar sağladı. Bu, kontrol altında tutulan bir takım yenilikleri kapsıyordu. Ne var ki yapay zekâ kontrolden çıkınca sonuçlarını insan beyni çözemeyecek.

Bilimin kurgusal gerçekliğe sürüklenişi…

"Yapay zekâ, insanlığın başına gelen ya en iyi şey ya da en kötü şey olacaktır.” demişti Stephen Hawking.

Dünyanın ilk özel uzay şirketi olan SpaceX, elektrikli araçların önde gelen markalarından biri olan Tesla Motors gibi dev teknoloji şirketlerinin sahibi olan deha iş adamı Elon Musk ise yapay zekânın Kuzey Kore`den daha büyük bir tehdit olduğunu dile getirdi.

Bunlar akıllı adamlar. Ciddiye almak lazım!

Yapay zekâ, iyileştirilmesi olanaksız hastalıkların tedavisini bulacaksa, küresel ısınmaya son verecekse, en sağlıklı ve en verimli tarımsal çözümler üretecekse, yeni ve sonsuz enerji kaynakları yaratacaksa, kısacası dünyadaki tüm canlıların yararına olacaksa sonuna kadar evet! Ancak ben insanı biraz tanıdıysam sonuç böyle olmayacak.

İronik bir şekilde merak, insanlığın gelişiminde önemli bir rol oynamış olsa da başımıza ne geldiyse bir anlamda onun yüzünden gelmedi mi?

Facebook yapay zekâ birimleri, özellikle pazarlama konularında bu ilerleyen teknolojiden yararlanmak adına chat-botlar geliştirdi. Fakat pazarlama yapması için eğitilen iki chat-bot, insanları bir kenara bırakıp kendi aralarında iletişim kurmaya başlayınca, geçtiğimiz günlerde ekip botlardan birine müdahale etmek zorunda kaldı ve robotu kapattı.

Sanırım işler yolunda gitmezse insanoğlu, yapay zekânın fişini çekerek işini bitireceğini düşünüyor olmalı. Ancak insanoğlu, ileride çekecek bir fiş bulamayabilir.

Gerçek şu ki, 1990’lı yıllarda bir hurafe olarak görülen yapay zekâ artık “kapıyı tıklatıyor”.

Siz satranç oynamayı biliyor musunuz bilmiyorum ama ben birkaç hamle sonrasını bile düşündüğümde, beynim yanacakmış gibi hissederim ki sadece taş hareketlerini öğrenen ve hemen ardından dünya şampiyonu bir bilgisayarı yenen AlphaZero’nun başarısı gerçekten ürkütücü!

Nöron sayısının çokluğu, düşünme, odaklanma, yaratıcılık ve diğer becerileri olan insanı bugüne kadar besin piramidinin başında oturtan en önemli özelliği ise ona bahşedilen zekâsının diğer canlılardan yüksek olmasıydı.

Aklı, egosunun içine hapsedilmiş insan, tüm kuralları, formülleri ve deneyimleri bilen, üstelik tüm olasılıkları hesaplayabilen, karar verirken de en pragmatist yaklaşımları salt kendisi/kendi türü için kullanacak bir canavar yaratabilir.   

İnsanlık yaşamsal bir eşiktedir.

Kim bilir, belki de yapay zekâ insanlığın son icadı olacaktır.