Çelebi Kalkan

31 Mayıs tarihinde kaleme aldığım OECD Eğitimin ve Geleceğin Becerileri 2030 Projesi Nedir?” başlıklı yazımda; Eğitimin ve Becerilerin Geleceği 2030 projesi ile OECD’nin, ülkelerin bugünün öğrencilerinin dünyalarını geliştirmek ve şekillendirmek için ne gibi bilgi, beceri, tutum ve değerlere ihtiyaç duyduklarına ve aynı zamanda eğitim sistemlerinin onları nasıl etkili bir şekilde geliştirebileceğine dair cevaplar bulmalarına yardımcı olmayı amaçladıklarından bahsetmiş ve OECD Education 2030 paydaşlarının, gençlerin hayatlarını ve dünyalarını nasıl yönlendirebileceklerini gösteren 2030 Öğrenme Pusulasında;

  1. Günümüz öğrencileri, dünyayı geliştirmek ve şekillendirmek için hangi bilgi, beceri, tutum ve değerlere ihtiyaç duyacak?
  2. Öğretim sistemleri bu bilgi, beceri, tutum ve değerleri etkili bir şekilde nasıl geliştirebilir?

sorularının cevaplarını aradıklarından sözetmiştim. Bu ayki yazımda ise sizlere geleceğin okulları nasıl olmalıdır sorusunun cevabını veriler eşliğinde paylaşmak istedim.

Dubai merkezli Dünya Eğitim İnovasyonu Zirvesi (WISE) tarafından hazırlanan “2030 Yılında Okul” araştırması geleceğin yeni eğitim anlayışı açısından bizlere önemli ipuçları veriyor. 3 - 30 Haziran 2014 tarihleri arasında 15 binden fazla kişiden oluşan WISE Topluluğunu temsil eden 645 uzmanın katılımıyla hazırlanan “2030 Yılında Okul” araştırmasına göre;

 * eğitimde inovasyon çok değerli olacak,

 * geleneksel okullardan çevrimiçine geçilecek,

 * akademik bilgi artık en değerli bilgi türü olmayacak,

 * akademik becerileri değerlendiren okul diplomaları ile firma belgelendirmeleri eşit derecede önemli hale gelecek,

 * eğitim yaşam boyu süren bir uğraş haline gelecek,

 * müfredat bireysel ihtiyaçlara göre düzenlenecek,

 * kamu sektörü eğitim üzerinde tekel olmaktan çıkacak,

 * Big Data (Büyük Veri) eğitim ortamını değiştirecek, 

 * küreselleşme öğretme ve öğrenmede kullanılan dile de yansıyacak.

 gibi varsayımların yanı sıra, araştırmanın en can alıcı ana fikri ise “artık öğretmenlere, derslere veya dayatma müfredatlara gerek olmayacak. Bundan böyle okul, öğrencilere, teorik bilginin öğretildiği bir yer olmaktan çıkıp akranlarıyla etkileşime geçmelerini ve meslekî hayata daha iyi hazırlanmalarını sağlayacak çok yönlü bir donanım edinmelerini sağlayacak, rehberlik aldıkları bir sosyal ortam sunacaktır. Sadece teknolojik değil aynı zamanda sosyal ve pedagojik inovasyonlar sayesinde geleneksel “sınıflar”, kooperatif öğrenme ortamında öğrencilerin çalışma hayatına hazırlandıkları “toplantı odaları”na dönüşecektir.” ifadesidir. baskabirokulmumkun.net tarafından detaylı grafikle anlatılan araştırmada, geleceğin okulları için devrimden çok bir evrimden bahsetmektedir.

Geleceğin okulları nasıl olmalıdır sorusuna yanıt ararken karşılaştığım bir diğer veri ise TEDMEM tarafından hazırlanan “Eğitimin Geleceği: 2030 Projeksiyonları Üzerine”adlı araştırmasıdır. Araştırmada; OECD’nin 2030 Vizyonunun yanı sıra özellikle Dördüncü Sanayi Devrimi Gölgesinde 2030 Eğitim Vizyonları bölümünde bahsettiği ön kabuller, eğitim politikalarının yönü bilgi ve beceriler, iş gücü piyasasının etkisi ve ekonominin Standardizasyonunun eşittir Eğitimin Standardizasyonuna bağlı olduğundan bahsederken; özetle bizlere, kaçınılmaz olan ve yaklaşan ekonomi temelli dönüşümün etkilerinin eğitim sistemlerinde paralel bir dönüşümü zorunlu kıldığına işaret edilmektedir.

Geçtiğimiz günlerde mecliste kabul edilen 11. Kalkınma Planı (2019-2023)’nda da yer alan, “549.1. Eğitim yapıları teknolojiye ve çevreye uyumlu, güvenli, ekonomik, estetik, erişilebilir, standartları ve kalitesi yüksek bir mimaride tasarlanacaktır.”

“549.2. Tüm eğitim kademelerinde öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine uygun tasarım ve beceri atölyeleri kurulacaktır.”

“551.Milli, manevi ve evrensel değerler esas alınarak küresel gelişmelere ve ihtiyaçlara uygun eğitim içerikleri ve öğretim programları hazırlanacaktır.”

gibi politika ve tedbirlerede baktığımızda özetle geleceğin okulları; öğrencileri ekonomik, çevresel ve sosyal değişime, henüz mevcut olmayan işlere, icat edilmemiş teknolojilere, öngörülemeyen sosyal problemleri çözmeye hazırlamaya yönelik artan bir talepleri karşılayacak şekilde yeniden düzenlemeli ve bu hedefleri odağına almalıdır. 

Çelebi KALKAN

Scientix Ambassador

Twitter: @esil38 

 

KAYNAKLAR: