Prof. Dr. Selçuk Özdemir

Sevgili çocuklar, hani sık sık “bunu yapan ne kadar zeki bir insandır kim bilir!” veya “o kadar zeki birisi ki şu şu buluşları yapmış, şu ödülleri kazanmış, şu kadar para kazanmış” türünden cümleler duyarız ya! Ha işte o arkadaşların hiç birisi o kadar zeki falan değil, hiç kimse doğuştan bu kadar büyük zekâ ile dünyaya gelmiyor veya genetik olarak bazı özellikleri daha üstün olan birisi bu özelliklerini “sabırla”, “azimle” ve “çok çalışmakla” desteklemezse sıradanlaşıyor! Bilim, spor, sanat veya teknoloji dünyasında sizi etkileyen başarılı insanların hayatlarını birazcık okuyun lütfen. Sizi kendilerine hayran bırakan eserlerini, becerilerini, buluşlarını ne kadar yoğun çalışarak, ne kadar acı çekerek, ne kadar çok ahmaklık yaparak, hatalarından öğrenerek ortaya çıkardıklarını gördüğünüzde şaşıracaksınız.

Cep telefonumuza yüklediğimiz haritalar (navigasyon) uygulamasını düşünün! Telefonunuzda uygulamanızı açıyorsunuz, önce dünya üzerinde sizin bulunduğunuz noktayı belirliyor, ardından gitmek istediğiniz yeri giriyorsunuz ve harika bir animasyon ve ses yönlendirmesi ile sizi adım adım hedefinize neredeyse 1 metre hata olmadan götürüyor. Etkileyici, değil mi? Bunu nasıl bir insan veya insanlar yapabilmişlerdir? Kim bilir ne kadar zeki insanlardır? Fakat işin arkasına baktığımızda, o teknolojiler yüzlerce defa geliştirilen hatalı veya tam olarak istenilen sonucu vermeyen uygulamalardan çıkarılan dersler sonucunda “uzun yıllar” içinde o noktaya ulaşıyor. Kullandığımız tüm teknolojilerin arkasında benzer hikâyelerin olduğuna emin olabilirsiniz.

Hani son yıllarda yaptığı inanılmaz buluşlarla dünyayı sarsan bir adam var: Elon Musk! Elon Musk’ın çocukluk dâhil hayatını okuyun! Sürücüsüz elektrikli arabayı geliştirdiği Tesla şirketini veya uzay taşımacılığını çok daha hızlı ve ucuz hale getiren SpaceX şirketini kurarken ve kurduktan sonra yaşadıklarına inanamayacaksınız! Onu başarıya götüren yegâne özelliğin sabırla ve azimle çalışmak olduğunu göreceksiniz! İlkokul ve ortaokul öğretmenleri onu çok da zeki bir çocuk görmediklerini söylüyorlar. Genç yaşta elde ettiği müthiş serveti (bu serveti nasıl kazandığını aşağıda göreceksiniz) uzay çalışmalarında yaptıkları hatalar yüzünden hızla eritirken bile hiç vazgeçmiyor koyduğu hedeflerinden ve hayallerinden. “Hatalarımızdan öğrenerek yaptığımız son mükemmel rokete kadar uzaya gönderdiğimiz hiç bir roket başarıyla seyahatini tamamlayamadı” diyor kendisi.

Bugün dünyanın en zengin 3 kişisinden birisi olan Microsoft’un kurucusu Bill Gates “internetin gelişimine hazırlıksız yakalandık. Çok ciddi sıkıntılar çektik! Bazı genç yöneticilerimin uyarısı ve desteğiyle eksiklerimizi ve hatalarımızı düzeltip yola daha güçlü devam ettik” diyor anılarında. Bill Gates’in de geçmişine baktığımızda başarısının temellerini çocukluk yıllarında attığına şahit oluyoruz.

Bugün ürünlerini hayranlıkla kullandığımız Apple’ın kurucusu Steve Jobs, “başarılı insanları başarısız insanlardan ayıran tek özelliğin azim ve sabır olduğuna eminim” diyor bir konuşmasında. Ailesine ait evin garajında kırık dökük malzemeleri kullanarak ürettiği bilgisayarı azimle, sabırla hayallerinin peşinde koşarak dünyanın en başarılı ürünü haline getiren Jobs “hatalarımdan ders çıkarmasaydım bu noktaya ulaşamazdım” diyor anılarında.

Hepimizin hayatını etkileyen buluşlara ve bilimsel çalışmalara imza atan Albert Einstein’ın, Marie Curie’nin, Thomas Edison’un, Nikola Tesla’nın, saygıdeğer Prof.Dr. Aziz Sancar’ın konuşmalarını, anılarını gözden geçirdiğinizde hepsinin öncelikle vurguladığı kişisel özelliğin azimle ve sabırla hayallerini gerçekleştirmek için çok çalışmak olduğunu görürüz.

Düşüncelerini Sonsuz Defa Test Edebilir Misin?

Son zamanlarda, “çocuklar mutlaka bilgisayar programlama öğrenmelisiniz, bu çok önemli bir beceri” lafını bazı kişilerden duymaya başladınız ama neden önemli olduğu söylenmediği için bazı öğretmenlerin, eğitimcilerin, anne-babaların kafaları karıştı. Bilgisayarlara veya benzeri robotik/akıllı cihazlara emir vermek demek olan programlamanın/kodlamanın, sizin geleceğinizi ne kadar yakından ilgilendirdiğini ülkemizdeki bazı yetişkinler hala anlayamadılar. Onlara sadece şunu söyleyin: Bilgisayarlara emir verebildiğim kodlama becerilerim sayesinde düşüncelerimi sabırla sonsuz defa test edebiliyorum! Hayalinizdeki bir bilgisayar oyununun kodlarını yazmaya başlarsınız, hatalar çıkar, deneme-yanılma yöntemiyle düzeltirsiniz; ardından ortaya bir şey çıkar ama çalıştığı halde beğenmezsiniz üzerinde çalışmaya devam edersiniz, belki de yaptığınız şeyleri bozup tekrar yaparsınız. Sonra, ürününüzü etrafınızdaki insanlara gösterirsiniz, onlardan gelen yorumlara göre tekrar geliştirmeye başlarsınız, neden-sonuç ilişkileri kurmaya başlarsınız, bir şeyi adım adım planlamayı öğrenirsiniz ve bu sürekli böyle bir döngü içinde devam eder.

Bugün 50’li yaşlarına merdiven dayamış olan Elon Musk, 10 yaşındayken ailesinin satın aldığı oyun bilgisayarının kutusundan çıkan kalın “Programla Öğren” kitabını ilk üç günde tamamladığını ve bu üç günün sonunda “bilgisayarlara istediğim her şeyi yaptırabileceğimi fark ettim” diye anlatıyor kodlamayla dünyasına girişini. 10 yaşında bu beceriyi kazanan Elon Musk 20’li yaşlarının ortalarında bugün bile halen çok yoğun kullanılan PayPal’ı geliştiriyor. Sürücüsüz otomobil üreten Tesla ve uzay taşımacılığı yapan SpaceX şirketlerini PayPal yazılımından kazandığı paralarla kurduğunu söylemekte fayda var!

1960’larda ortaokul yıllarında ilk önce okulda kapalı bir alanda muhafaza edilen bilgisayarda, ardından da lise yıllarında geceleri gizli gizli gittikleri Washington Üniversitesi’nin laboratuvarlarındaki bilgisayarlarda kodlama becerilerini geliştirilen Bill Gates, ilk profesyonel yazılımını birkaç yüz bin dolara lise ikinci sınıf öğrencisiyken bir enerji firmasının santral inşaatı için geliştiriyor. Bugün dünyanın sayılı şirketlerinden olan Microsoft’un temelinde bir lise öğrencisinin azimle, sabırla çalışması var.

Bilim ve teknoloji dünyası bunun gibi bilişimi “karşılaştığı problemlere çözüm üretmek” veya “hayalini hayata geçirmek” üzere bir üretim aracı olarak kullanan ve azimle/sabırla bu araçla düşüncelerini sonsuz defa test ederek en güzel şeyleri geliştirmeye adayan yüzlerce insanın hikâyeleri ile dolu. Bilgisayar kodlama, 2D/3D boyutlu tasarım, robotik tasarım/kodlama gibi “bilişimle üretim araçlarını” matematik, fen, tarih, dil, görsel sanatlar gibi disiplinlerle bir araya getirebilenler bundan sonra dünyanın en saygın, güçlü ve zengin insanları olacaklar.

Doç. Dr. Selçuk Özdemir

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi

Bilişim Garaj Akademisi Kurucusu

Twitter: @drselcukozdemir