YÖK
Başkanı Erol Özvar, İstanbul’daki devlet ve vakıf üniversitelerinin rektörleri
ile “2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı Salgınla Mücadelede Tedbir ve Uygulamalar
Değerlendirme Toplantısı”nda bir araya geldi.
İstanbul
Valiliğinin koordinasyonunda gerçekleştirilen toplantıya İstanbul Valisi Ali
Yerlikaya, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Kredi
Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Sinan Aksu, Yurtlar Kurumu Genel Müdür Recep
Ali Er ile İstanbul'daki 11 devlet, 44 vakıf üniversitesi ve 3 meslek
yüksekokulu yöneticisi katıldı. Toplantıda yeni akademik yılda yükseköğretim
kurumlarında Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında alınacak tedbirlere yönelik
bütün hususlar müzakere edildi.
Toplantının
açılışında konuşan İstanbul Valisi Ali Yerlikaya "Eğitimde teknolojik
olanaklardan, hibrit eğitim modellerinden sonuna kadar yararlanıyoruz,
yararlanmalıyız da. Ancak bilim insanlarımızın da üzerinde ısrarla durdukları
gibi yüz yüze eğitim sadece mekânsal bir mesele değildir. Okullar,
üniversiteler ortak çalışma kültürünün geliştiği kültür, sanat ve spor
aktivitelerinin yapıldığı mekânlar; sosyalleşme ve iletişimin A, B, C'si.
Ayrıca yüz yüze eğitim, iletişim ve öğrenme süreçlerini, pedagojik gelişimi
doğrudan etkileyen bir model." diye konuştu. Geçen yıla göre bu yıl
Kovid-19'la mücadelede aşı gibi güçlü imkân olduğuna değinen Yerlikaya,
"Bugün itibarıyla aşılama oranımız yüzde 83,4. 15-18 yaş arası birinci doz
aşılama oranımız ise kısa sürede yüzde 49,5'e ulaştı. Yani her iki gencimizden
biri aşısını yaptırdı." dedi.
-
"Üniversite çalışanlarının ve öğrencilerimizin sağlığı her şeyden önce
geliyor"
Vali Yerlikaya’nın ardından konuşan YÖK Başkanı Erol Özvar, İstanbul'un yükseköğretim kurumlarının neredeyse yüzde 30'na ev sahipliği yaptığını, kentteki üniversitelerin lisans ve lisansüstü dâhil toplam yükseköğretim örgün öğrencilerinin yüzde 23'ünü okuttuğunu, toplam öğretim elemanlarının yaklaşık yüzde 50'sini konuk ettiğini kaydetti. Yüz yüze öğretimin yükseköğretim kurumlarının önceliği olduğunu ifade eden Başkan Özvar, "Öğrencilerimiz yerleşkelerimizde, sınıflarda öğretimlerine başlayacaktır. Yüz yüze öğretimle birlikte salgının bölgesel ve yerel seyrine göre çevrimiçi uygulamaları da yükseköğretimde etkin bir şekilde kullanacağız. Öğrencilerimiz 3 yarıyılın sonunda yüz yüze öğretim usulünün yanı sıra diğer öğretim yöntemleriyle de eğitimlerine üniversite yerleşkelerinde devam edecektir." diye konuştu.
Özvar, YÖK ve üniversitelerin öğretimin
kesintiye uğramadan sürdürülmesi için bütün imkânları seferber ettiğini belirterek,
derslikler, kantinler, kütüphaneler ve diğer sosyal toplanma ortamlarının elden
geçirilip öğretime hazır hale getirildiğini, üniversite yönetimlerinin öğrenci
sayısı ve alt yapılarına göre risk değerlendirmelerini ve programlarını
yaptığını söyledi.
- "YÖK'ün
çerçeve kararlarını içeren rehberlerimiz, salgına yönelik uygulamalarda
üniversite yönetimlerine 'yol gösterici' mahiyettedir”
Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında yüz
yüze öğretimin başladığı 2021-2022 güz yarıyılında, "üniversite yerleşkelerinde uygulanacak önlemler" ile "eğitim ve öğretim" süreçlerinde dikkat edilecek hususlar
hakkında YÖK'ün 2 ayrı rehber çalışması yaptığını ve rehberlerin üniversite
yönetimleriyle istişare edilerek ve sağlık bilim kurulu üyelerimizden destekle
hazırlandığını anlatan Özvar, "YÖK'ün çerçeve kararlarını içeren bu
rehberlerimiz, salgına yönelik uygulamalarda üniversite yönetimlerine 'yol
gösterici' mahiyettedir. Üniversite yönetimlerimiz de Kovid-19 salgını,
eğitim-öğretim ve yerleşkelerine dair rehber çalışmalar hazırladı ve bunları
paydaşlarıyla paylaştı. Üniversitelerimiz salgının dinamik bir süreç olduğunu
göz önünde bulundurarak ilgili kurulları marifetiyle salgının bölgesel ve yerel
seyrine göre farklı planlamalar da yaparak esnek kararlar aldı." dedi.
-“Akademik ve
idari personel ile öğrencilerimizin aşı olmaları büyük önem arz etmektedir”
YÖK Başkanı Erol Özvar, yükseköğretimde yüz
yüze derslere başlandığını hatırlatarak, şöyle devam etti: "Bu süreçte
akademik olsun idari personel olsun tüm üniversite çalışanlarının ve
öğrencilerimizin sağlığı her şeyden önce gelmektedir. Bu konudaki sorumluluk
sadece idarecilere değil, hepimize düşmektedir. İdareciler gerekli önlemleri
almak ve uygulamakla yükümlü olduğu gibi hepimiz yükseköğretimin paydaşı olarak
alınan tedbirlere uymakla mükellefiz. Bu bakımdan, toplum sağlığı açısından
akademik ve idari personel ile öğrencilerimizin aşı olmaları büyük önem arz
etmektedir. Ben buradan bütün paydaşlarımıza dersler
başlamadan aşılarını tamamlamalarını ve böylece üniversitelerine destek
vermelerini rica ediyorum.”
- “Öğretim
elemanlarımızın yüzde 88,56'sı bugün itibarıyla 2. aşılarını olmuş
vaziyettedir”
Üniversitelerdeki aşılanma durumuna ilişkin
de ilk kez konuşan Özvar “Yükseköğretim sistemimiz içerisinde öğretim
elemanlarımızın % 88,56'sı bugün itibarıyla 2. aşılarını olmuş
vaziyettedir. İnşallah eğitim-öğretim dönemi başlamadan önce bu oranı yüzde
100'e çıkarmak istiyoruz. Bu aşı oranların bize 2021-2022 akademik yılı
dolayısıyla yüz yüze eğitim konusundaki kararlılığımızı desteklediğini, bu
konudaki inancımızı artırdığını ifade etmek isterim. İnşallah öğrencilerimiz de
öğretim elemanlarımız gibi eğitim öğretim dönemi açılmadan önce aşılarını
tamamlamak suretiyle yüz yüze eğitim için gerekli olan bu şartı da yerine getirmiş
olacaktır.” dedi.
- "Salgın
esnasında yöntemlerin bir arada uygulanması öğretimin kesintisiz sürdürülmesi
için vazgeçilmez"
"Kampüs Ortamına Yönelik Uygulamalar
Rehberi"nde derslikler ve çalışma salonlarında Kovid-19'a karşı alınacak tedbirlerin
de ortaya konulduğunu aktaran Özvar, bunları, "Temizlik, maske ve mesafe
kurallarına uyulması, dersliklerin mümkün mertebe havalandırılması, ortak
kullanım alanları periyodik olarak temizlenmesi, sosyal aktivitelerin mümkün
olduğunca açık havada sürdürülmesi, sınıflarda kapasite planlamasının
yapılması, kalabalık grup çalışmalarından kaçınılması, ders saatlerinin sınırlı
tutularak blok derslerin yapılmaması." şeklinde sıraladı.
Özvar, "Dersliklerde öğrencilerimizin
mümkün mertebe mesafeye dikkat ederek oturması, maskesini çıkarmaması önemli
kurallardan. Özellikle koro çalışmaları gibi yüksek sesle yapılan aktivitelerin
daha fazla damlacık oluşturarak riski artırdığı bilinmektedir. Bu tür grup
çalışmaları mümkün olan en az sayıda birey ile ve mesafeye dikkat ederek
gerçekleştirilmelidir. Uygulanabilecek yerlerde, öğrencinin sürekli aynı yere
oturması herhangi bir öğrencinin pozitif çıkması durumunda temaslı ve yakın
temaslı takibinde önem arz etmektedir. Bir öğrencimizin PCR testinin pozitif
çıkması durumunda Sağlık Bakanlığımızın rehberlerine göre temaslı ve yakın
temaslı takibi ile yönlendirmeler üniversitelerimizce yapılacaktır." dedi.
- “Uygulamalı
öğretimlerin tedbirlere uyularak devam etmesi gerekmektedir.”
Üniversitelerin, Kovid-19 salgını öncesinde
de kullandıkları uzaktan öğretim yöntemini, salgın esnasında bütün programlara
genişleterek tecrübe kazandığını dile getiren Özvar, şunları söyledi: "Bu
tecrübe ile bu yeni akademik yılda gerekli gördükleri derslerin belirli bir
oranını bu yöntem ile verebileceklerdir. Öğretim elemanlarımız derslerin büyük
kısmını yüz yüze sınıflarda anlatacaklardır. Diğer yanda ise bir kısım teorik
dersleri ise senkron dediğimiz aynı anda çevrimiçi olarak da öğrencilerine
sunabileceklerdir. Üniversitelerimiz, asenkron yani derslerin video
kayıtlarının alınıp öğrenciler tarafından izlenmesinin önünü açan uygulamaları
da yapabileceklerdir. Böylece yüz yüze öğretimin yanı sıra online, senkron ve
asenkron gibi uzaktan eğitim yöntemleri ile dersler çeşitlendirilmiş bir
şekilde yürütülebilecektir. Salgın esnasında bu yöntemlerin bir arada
uygulanması öğretimin kesintisiz sürdürülmesi için vazgeçilmezdir. Uygulamalı
öğretimler, stajlar ve iş yerinde mesleki eğitimlerin de tedbirlere uyularak
devam etmesi gerekmektedir. Öğrencilerimizin staj ve iş yeri mesleki
eğitimlerinde kamu ve özel sektörden gerekli anlayışı göstermeleri ve
tedbirlere riayet etmek suretiyle kapılarını öğrencilerimize açmalarını
beklemekteyiz."
- Salgın ortamında yüz yüze verilecek derslerde “kalite vizyonu”
Konuşmasının sonunda yükseköğretimde kaliteden ödün vermeden eğitim öğretim faaliyetlerinin yapılması hususunu hatırlatan YÖK Başkanı Özvar “Salgın ortamında yüz yüze öğretime geçerken bütün yükseköğretim kurumlarımıza düşen önemli misyonlardan biri de eğitim-öğretim süreçlerini kaliteden ödün vermeden, deyim yerindeyse bir kalite vizyonu ile takip etmek olacaktır. Üniversitelerimiz programların ve derslerin içeriklerinin ve çıktılarının açıkça belirlenmesi, salgın ortamına mahsus sınıf içi ve dışı ders aktivitelerinin önceden ilan edilmesi, ders yeterlik ölçütlerinin öğrencilerle paylaşılması ve öğrenme süreçlerinin zengin materyallerle desteklenmesi gibi eğitim-öğretimde kalite güvencesi politikaları uygulamakta kararlı olmalıdır. Her hâlükârda kalite endişesi taşımak zorundayız, zira küresel ölçekte kaliteli öğretim yoluyla yetişen yüksek donanımlı yeni nesiller ancak, ülkemizi parlak bir geleceğe taşıyacaktır.” Dedi.